Bugün; 25 Nisan 2024, Perşembe
“ Millî sanatlarımızın hâmisiydi”
Tarih : 2014.06.19  12:11:48
Konya Aydınlar Ocağı’nın bu haftaki Salı Sohbetleri’nde, 30. vefat yıldönümü dolayısıyla yüksek mühendis ve mimar “Ekrem Hakkı Ayverdi” yâd edildi.

Konya Aydınlar Ocağı’nda yâd edilen mimar Ekrem Hakkı Ayverdi’nin hayatından kesitler sunan Ayhan Çorbacıoğlu, “Osmanlı ve Fatih hayranı olan mimar-yazar Ayverdi, millî sanatlarımızın hâmisiydi” dedi.

Sille Kültür Evi’nde gerçekleştirilen anma toplantısına konuşmacı olarak Hüsnü Livatyalı, Mehmet Ayhan Çorbacıoğlu ve Mehmet Emin Mıhoğlu katıldı. Ekrem Hakkı Ayverdi’nin 22 Aralık 1899’da İstanbul Şehzadebaşı’nda, Kalenderhane Mahallesinde doğduğunu ve 24 Nisan 1984'de Fatih’teki evinde vefat ettiğini ifade eden Hüsnü Livatyalı, Hakkı Ayverdi’nin imparatorluk şuuruyla, vatan, millet ve devlet sevgisiyle yetiştiğini söyledi. Osmanlı eserlerinin restorasyonunu yapan mimar Ayverdi’nin, 1950’de iş hayatını bırakarak İstanbul’un 500. Fetih Yıldönümü kutlamalarını yapmak üzere İstanbul Fetih Derneği’ni kurduğunu ve Kubbealtı Akademisi, İstanbul Enstitüsü, Yahya Kemal Enstitüsü gibi birçok kuruluşta aktif rol aldığını belirten Livatyalı, “Yahya kemal onun için ‘Osmanlı eserlerini öpe koklaya tamir ederdi” diyor. Osmanlı’yı ve Fatih Sultan Mehmet’i çok severdi. Cevdet Paşa’nın tarih kitabını 11 yaşındayken okumuştu. Hamasetli ve aynı zaman da celâlliydi. Millî Mücadelede Sultan Ahmed mitinglerinin takipçisi olmuştur. Şeyhi ise Kenan Rifaî’dir.  'Osmanlı Mimarisinin İlk Devri', 'Osmanlı Mimarisinde Fatih Devri', 'Avrupa’da Osmanlı Mimari Eserleri' gibi pek çok kitabın yazarıdır” dedi.

OSMANLI ESERLERİNİN HAMİSİYDİ

E.Hakkı Ayverdi’nin mimarîye ve güzel sanatlara bakışından kesitler sunan Ayhan Çorbacıoğlu da, yazar Sâmiha Ayverdi’nin ağabeyi olan Ekrem Hakkı Ayverdi için, ünlü sanat tarihçisi Semavi Eyice’nin “Osmanlı devri Türk mimarisini meçhul olmaktan kurtaran adam” dediğini hatırlatarak merhum Ayverdi’nin başta İstanbul olmak üzere Bursa ve Edirne’de onlarca tarihi eseri restore ettiğini dile getirdi.

Ayverdi'nin Türk kültürüne armağan ettiği sekiz ciltlik mimarlık şaheserinin ilk dört cildinin Ertuğrul Gazi’den Fatih Sultan Mehmed döneminin sonuna kadarki eserleri, son dört cildinin ise Avrupa’daki Osmanlı eserlerini anlatan bu külliyatın, Avrupa ve Anadolu'daki Türk mirasının tapu senetleri olarak adlandırıldığına işaret eden Çorbacıoğlu, “Osmanlı cami mimarisi haytanı olan Ayverdi, Türk sanatı tarihine damgasını vurmuş bir bilim insanı olarak öne çıkmış ve sadece eski eserlere hayat veren bir restoratör değil, aynı zamanda geleneksel sanatlara tutkulu bir koleksiyonerdi. O aynı zamanda bir gönül adamı ve koca bir dervişti. Millî sanatlarımızın hâmisiydi” dedi.

Selçuklular’ın mimari yapıda uzmanlık alanının kervansaraylar, Osmanlılar’ın ise camiler olduğunu belirten Ayverdi’nin “Çok tezniyat, mimaride zeyıflığın can simididir” dediğini kaydeden Çorbacıoğlu, Ayverdi’nin “Mimarî şekil değil, mânâdır” sözünü de aktardı.

KUBBEALTI AKADEMİSİ BİR MEKTEPTİ

Diş mütehassısı M. Emin Mıhoğlu ise, Ekrem Hakkı Ayverdi’den hatıralarını naklederken talebe olarak İstanbul’da yüksek tahsil yaparken sık sık Kubbealtı Cemiyeti’ne gittiklerini ve Kubbealtı Akademisi’nin aynı zamanda bir mektep olduğunu belirtti. Fatih Sultan Mehmed’i çok sevdiği için Ayverdi’ye “Fatihci Ekrem” denildiğini aktaran Mıhoğlu, “Ekrem Hoca, İstanbul’un siluetinin bozulmasına çok kızar ve ‘İstanbul’un silueti Osmanlı camileridir’ derdi” diye konuştu.

Ayasofya Camisindeki dört halife levhalarının indirilmesi üzerine onları 1949’da, eski yerlerine koyduranın Ekrem Hakk Ayverdi olduğunu da açıklayan Mıhoğlu, Millî Mücadeleyle ilgili “istiklâl” ve “kurtuluş” kelimelerini hiç sevmediğini de söyledi. 

“FATİH SULTAN MEHMED BİZE DE LÂZIM”

M. Emin Mıhoğlu, Ayverdi’yle ilgili bir hatırayı da şöyle anlattı. “Avrupa ve Balkanlar’da Türk izlerini araştırırken Üsküp’te bir kişi, Ayverdi’nin çeketinin yakasında duran Fatih rozetini göstererek  “bize bunun canlısı lâzım” dediğini ve bunun üzerine, kendisinin de “Bize de lâzım” diye cevap verdiğini hatırlattı.

Konya Aydınlar Ocağı Genel Başkanı Dr. Mustafa Güçlü, Sille Kültür Evi’nin müze olacak olması dolayısıyla bundan sonraki Salı Sohbetleri’nin yerinin değişeceğini söyledi.

Bu haber toplam 1267 defa okunmuştur
Haberi Paylaş :
KÜLTÜR-SANAT

YAZARLAR
HAVA DURUMU

NAMAZ VAKİTLERİ


EN ÇOK OKUNANLAR
FACEBOOK
ANKET
Yeni Arayüzümüzü Beğendiniz mi ?
Evet
Hayır
  
FOTO GALERİ
VİDEOLAR
Copyright © Doğruses - Konya haberleri   |
|
Sitemizdeki yazı , resim ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilemeden kullanılamaz.
Görsel Tasarım ve Yazılım : Genç Online Türkiye'nin En iyi 1 oyunlar1 sitesi