Selçuklu Belediyesi, Necmettin Erbakan Üniversitesi ve Necmettin Erbakan Üniversitesi Uluslararası Rumi Medeniyetler Uygulama ve Araştırma Merkezi işbirliği ile gerçekleştirilen “İslam Medeniyeti’nde Zaman Sempozyumu” başladı. Yerli ve yabancı çok sayıda akademisyeni 4 gün boyunca Konya’da buluşturacak Zaman Sempozyumu Türkiye’de ilk defa yapılıyor. Sempozyumda yoğun mesaisinden dolayı programa telgrafla katılan Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun mesajı okundu. Sempozyumun açılış programına Selçuklu Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, Necmettin Erbakan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muzaffer Şeker, Ak Parti Konya Milletvekili Adayı Mustafa Efe, Necmettin Erbakan Üniversitesi Uluslararası Rumi Medeniyetler Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Bilal Kuşpınar ve yerli ve yabancı çok sayıda akademisyen katıldı.
Günümüz dünyasında modern dönem haritalarının şekillendirdiği bir zaman algısının yaşandığını ve bu anlayışın millet olarak bize uygun hale getirilmesi için çalışılması gerektiğini ifade eden Ak Parti Konya Milletvekili Adayı Mustafa Efe,“ Tarihi değiştiren ve şekillendiren milletler zamana hakim olan ve zamanı kontrol edebilen milletlerdir. Bu bağlamda zaman sempozyumunun ufuk açıcı olacağını düşünüyor, sempozyumda emeği geçenlere teşekkür ediyorum” dedi.
Zaman Adeta Akan Bir Nehir
Selçuklu Belediyesi ve Necmettin Erbakan Üniversitesi Rumi Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından düzenlenen Uluslararası İslam Medeniyeti’nde Zaman Sempozyumu ile İslam kültür ve medeniyetinde zengin bir literatüre sahip olan zaman kavramı, ulusal ve uluslararası ilim, fikir ve sanat adamlarının katılımıyla yeniden yorumlanacağını ifade eden Selçuklu Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay,“ Necmettin Erbakan Üniversitesi ile birlikte SEDEP, Gevale Kalesi kazı çalışmaları, sempozyumlar gibi birçok proje yürütüyoruz. Zamana dair bir sempozyumu da birlikte yapacağız. Katkılarından dolayı başta Rektörümüz olmak üzere tüm hocalarımıza teşekkür ediyorum. Zaman kavramının hepimiz açısından çok önemli. Ama özellikle İslam Medeniyeti’nde namaz vakitlerinden dolayı bu konuda her zaman hassas davranılmış ve geçmişten günümüze zamanla ilgili pek çok mekan bırakılmıştır. Zaman adeta akan bir nehir, tüm canlılarda o nehrin istemsiz misafirleri” dedi.
Konya’da Zamanın Şahidi Mekanlar Var
Mekanların zamana şahitlik ettiğini ve Konya’nın bu konuda şanslı bir şehir olduğunu ifade eden Başkan Altay,“ Hemen etrafımızda ecdat yadigarı önemli eserler görüyoruz. Başımızı çevirip baktığımız her yönde zamanın şahitleri vardır. Konya da, Sille’de bu sürüklenmeyi hissedersiniz. Çatalhöyük, İnce Minareli Medrese, Alaaddin Camisi gibi zamanın şahidi birçok eser var. Sille de bu manada önemli bir mekan. Sille’de; Ak Cami, Çay Cami gibi restore ettiğimiz ecdat yadigarı camiler, yine Anadolu topraklarının bir mütemmimi olan Aya Elenia Müzesi gibi alanlar mevcut. Selçuklu Belediyesi tarafından
aslında zamanın bittiği yerde, Sille’de ki mezarlıkta bulunan Şapel’de açılmış bir zaman müzesi var. Tüm ziyaretçilerimizin bu müzede geçmişten günümüze kadar zamanla ilgili materyalleri görebilecekleri bir mekan oluşturuldu. Sille’ye ve Konya’ya gelen herkesin ziyaret ettiği bir alan oluşturuldu” dedi.
İslam Medeniyetinde Zaman Sempozyumu ile zaman konusunun Konya ve tüm Türkiye’nin gündemine tekrar gelmiş olacağını ifade eden Başkan Altay,“Zaman kavramı üzerine bilimsel ve akademik çalışmalar dünyanın varoluşundan bu yana süre gelmiştir. İnsan hayatının her yönüyle ilişkili olan zaman konusu özellikle; din, felsefe ve müspet bilimlerde yoğun bir şekilde araştırılıp tartışılmıştır. Tarihten günümüze her toplum için zaman önemlidir. Zaman kavramına, her kültür ve medeniyet kendine özgü yorumlar getirmiştir.
İslam kültür ve medeniyeti de bu konu hakkında zengin bir literatüre sahiptir. Tarihin hemen her döneminde, İslam düşünürleri ve bilim adamları bu konuyu incelemiş ve tartışmışlardır. İnsanlık tarihi; “Zaman” ve “Mekan”ın bütünleşip, anlamlı hale gelmesiyle başlar. Zaman kavramı, İslam inancı ile birlikte beş vakitte doğru kullanma süreci içerisinde insan hayatındaki niha-i ve ebedi sonu vurgular.
İnsanlar için değişmeyen iki gerçek vardır, doğum ve ölüm. Hayatın tartışmasız bu iki gerçeği başka bir hakikate zamana işaret eder.“Ol” emrinin verildiği andan itibaren bütün evren zamana ihtiyaç duyar. Tüm canlı ve cansız varlıklar zaman içinde akar gider” dedi.
Anadolu’yu bir Türk yurdu haline getiren Selçuklu Medeniyeti’nin ismini taşıyan bir belediye olarak kültürel mirasımıza sahip çıkma adına önemli işler yapıyoruz diyen Altay,“Mirasçısı olduğumuz Kadim Medeniyet Selçuklularda zaman kavramıyla ilgili önemli çalışmalar yapılmıştır. Anadolu’da astronomi ve gözlem çalışmalarına önem verilmiş, güneş saatlerine bakarak namaz vakitleri, zaman tayini ve astronomi hakkında medreselerde dersler verilmiştir. Karatay Medresesi’nin kubbesinde yer alan mozaik çini kompozisyonlarda 24 kollu yarım ve tam yıldızların yer alması süsleme sanatında gökyüzünden etkilenildiği, astronomi kavramına uzak olunmadığı anlaşılmaktadır.Zamanı konuşmak, zamanı dinlemek, varlığıyla zamanı “değerlendirenler”le olmak için “Zaman Sempozyumu” önemli bir fırsat” dedi.
İslam Medeniyeti’nde Zaman Sempozyumu’nun zamana dair eserleri tekrar gündeme getireceğini ifade eden Necmettin Erbakan Üniversitesi Uluslararası Rumi Medeniyetler Uygulama ve Araştırma Merkezi Prof.Dr. Bilal Kuşpınar,“Böylesine önemli bir konunun böylesine uluslararası bir seviyede, akademik bir toplantıda ele alınması Türkiye’de belki de dünyada ilki teşkil etmektedir. Zaman kavramı günlük hayatımızın asli bir parçasıdır ve zamana dair birçok soru hala cevap beklemektedir. Zaman gerçekten nedir?,Zamanı durdurabilir miyiz?, Zamanın başlangıcı ve sonu var mı?, Zaman zihnimizin ve hayalimizin bir ürünü mü? gibi zamana dair birçok soru hala cevaplar beklemektedir. Aristo’nun ifadesi ile “Zaman bütün bilinmeyenlerin en bilinmezi” Yani meçhullerin meçhulü” dedi.
Zaman sempozyumu hakkında bilgiler veren Kuşpınar, “Sempozyumda 13 ülkeden 21 uluslararası bilim adamının yanı sıra yurt içinden de 70 bilim adamını sunum gerçekleştireceğini ifade eden Kuşpınar,“ Katılımcıların ilgi alanına göre hem pozitif bilimlerde hem de felsefi, sosyal, beşeri bilimlerde, ilahiyat ve tıp alanlarında zamanın farklı yönleri ele alınacak ve toplam 24 oturum gerçekleştirilecek” dedi.
Günümüz dünyasında zamanın değerlendirilmesi ve aktarılması gibi bazı kavramların yerini zamanın değersizleştirildiği ve tüketildiği bir anlayışa bıraktığını ifade eden Necmettin Erbakan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muzaffer Şeker,“ İnsan olarak zamanı değerlendirmekle görevli iken böyle bir tablo ile karşılaşmamız üzüntü verici. Ama unutulmaması gereken bir şey var ki zamandan hesaba çekileceğiz ve zamanı değerlendiremezsek kaybedenlerden olacağız. İnsan olarak Zamanın değerlendirilmesi konusunun okullarımızda çocuklarımıza ne kadar anlatıldığı da de ayrı bir tartışma konusu” dedi.
Hayatın her anında zaman kavramı ile birlikte yaşadığımızı ve zamanımızın bir kum saati misali her zaman öğütüldüğünü görüyoruz diyen Şeker,“ Bu sempozyumun bu açıdan toplumsal bir farkındalık oluşturacağını düşünüyorum. Ziler fizik ve metafizik anlamda zamana farklı anlamlar yükleyebiliriz. Bu sempozyumda bu konuları bütün yönleri ile tartışacağız ve değerlendireceğiz ve çok değerli tebliğler söz konusu. Ama birey olarak hepimiz bugünkü zaman dilimini nasıl değerlendirdim kaygısını yaşamak zorunda” dedi.
Sempozyum öncesinde düzenlenen “Zamana Dair” minyatür yarışması ile ilgili sunum yapan Yrd. Doç.Dr. Ali Fuat Baysal,“İslam Medeniyeti’nde Zaman Sempozyumu konulu minyatür yarışmasına güzel sanatlar fakülteleri, piyasada çalışan minyatür atölyeleri ve bireysel olarak çalışan minyatür sanatçıları davet edildiğini söyledi. Baysal, “Yapılan değerlendirmeler sonucunda birincilik ödülü “Zamanın İzinde” Eseri ile Yasin Urhan’a, ikincilik ödülü “Akış” Eseri ile Rıdvan Ak, üçüncülük ödülü ise “Sille’de Durmuş Bir Zaman” eseriyle Hatice Eraslan Manava verildi. Yarışma’da mansiyona layık görülen eserlerde belirlendi dedi.
Yarışmada ödül almaya hak kazananlar yarışmacılar ödüllerini sempozyuma katılan protokol üyelerinin elinden aldı. Ayrıca minyatür yarışmasına katılan eserler açılan sergi ile görücüye çıktı.
