HİSDER’de “Yılbaşı ve Gençlik” konusunu ele alan Hasan Basri Balcı hoca, Müslümanların kâfirlere benzeme hastalığına yakalandıklarını belirterek “Sakın kâfirlere, zâlimlere benzemeyin. Onların ateşinde sizde yanarsınız” dedi.
Konya İHL Meslek Dersleri öğretmeni Hasan Basri Balcı, sahabeyi sahabe yapan formülün “işittim ve itaat ettim” olduğunu belirterek Uhud Gazvesi’nin üçüncü safhasından bir manzarayı dile getirdi. Balcı hoca, peygambere itaat etmedikleri için yaralıların bile düşman takibine çıktıklarını hatırlatarak günümüzdeki Müslümanların halini çok güzel özetleyen şu hadisi şerifi dile getirdi: “Siz benim sünnetime sarıldığınız müddetçe düşmanlarınıza karşı yardım göreceksiniz. Ve neticede Allah’ın nusreti kiminleyse zafer onundur. Allah’ın nusreti varsa fetih yakındır. Ne zaman ki sünnetimden çıkarsanız, Allah sizin kalbinize korku verecek düşmanları sizin başınıza musallat eder. Benim sünnetime dönünceye kadar bu korku kalbinizden çıkmaz.” Şimdi öyle değil mi? Ben Müslümanım diyor ama Amerika’dan ve Rusya’da Allah’tan daha çok korkuyor. “
“Perişanlığımız Sünneti Terketmekten…”
Günümüzde Müslümanların perişanlığının sünneti terketmekten dolayı olduğunu ifade ederek “Siz sizden öncekilerin yoluna, modasına, dinine tabi olacaksınız. Adım adım karış karış yürüyeceksiniz. Onlar keler deliğine girseler sizde gireceksiniz” hadisini okuyan Hasan Basri hoca, günümüz Müslümanlarının âyeti sorguladıkları kadar modayı sorgulamadıklarını ifade etti. “Kim Allah’a ve Peygambere itaat ederse işte onlar, Allah’ın kendilerine nimet verdiği
nebîlerle, sıddıklarla, şehidlerle ve salihlerle beraber olacaklar. Bunlar ne güzel arkadaştır!” mealindeki ayeti (Nisâ/69) hatırlatarak sıddıklığın, şehitlikten de önce geldiğine işaret eden Balcı hoca, Rasim Özdenören’in “Müslümanca Düşünme Üzerine Denemeler” kitabında “kötü bir dünyada iyi bir Müslüman olunabilir mi” şeklinde makalesinden bahsederek “Allah’ın emirlerini yerine getirildiği, Peygamberin risâletine uyulduğunda ve “kınayanın kınamasından aldırmadan” bunun mümkün olabileceği üzerinde durdu. Kınanma korkusunun az veya çok hepimizde olduğunu ve “Kim ne derse desin” demeyi her yerde gösteremediğimizi belirten Balcı hoca, bunun da iman zafiyetinden kaynaklandığını söyledi.
Batılıların, Müslümanlara benzeme ve taklit etme diye bir kaygıları yokken Hak dinin müntesibi olanların onlara benzemeye çalışmalarını “kompleks” olarak değerlendiren Balcı hoca, Müslümanların gayri müslimlere benzemenin sakıncalarından bahsederek Peygamber Efendimiz’in, üzerinde en çok durduğu meselelerden birisinin onlara benzemekten sakındırmak olduğuna dikkat çekti. Efendimizin, Medine’ye teşrif ettikten ve mescid-i nebevî inşa edildikten sonra Müslümanları mescide davet etmek için ne yapılması gerektiği hususunda istişare ederken çan çalalım fikrine Hristiyanların olduğu için “olmaz” cevabını verdiğini, ateş yakalım fikrine de karşı gelerek başkalarına ateşe tapanlara “benzemeyeceksin”, Yahudiler cumartesi oruç tutuyorlar; onların tuttuğu gün değil benzememek için bir gün önce veya sonra tutacaksın talimatına uyulması gerektiği üzerinde de duran Balcı hoca, üç vakitte namaz kılınmayacağını vurgulayarak “Güneşe tapanlara benzemeyeceksiniz. Bakınız gayrı Müslimlere benzememek namaz kılmaktan bile önce geliyor. Kelime-i şehadette bile önce bâtılı ret, sonra Hakkı tasdik vardır” dedi. Balcı hoca, başımıza gelen musibetlerin çoğunun bu taklit belâsından geldiğini de söyledi.
Peygamber Efendimiz’in bir zaman gelecek Müslümanların çok olmalarına rağmen suyun üzerindeki çer çöp gibi olacaklarını buyurduğuna dikkati çeken Balcı hoca, Resul-u Ekram’ın “Allah düşmanların kalbinden sizin korkunuzu alacak. Sizin kalbinizde de vehim olacak. Dünyayı çok seveceksiniz ve ölümden de korkacaksınız” sözünü hatırlattı. Şam fatihi Ebu Ubeyde bin Cerrah’ın dünya karşısındaki tavrını da hatırlatan Balcı hoca, “Adam, dünyanın karşısında, makam karşısında, kadın karşısında, para karşısında, koltuk karşısında ve dâvâ karşısında değişmeyendir.” dedi. Balcı, bu ümmetin en çok kaybettiği imtihanın da dünya ile olan imtihanı olduğunu kaydetti.
MÜSLÜMAN NASIL OLMALI?
“Kâfirlere benzeme dinimizin üzerinde şiddetle yasakladığı bir husustur. Müslüman her şeyiyle kendisi olacak. Ne diyor hadisi şerif; “Müslüman görüldüğü zaman Allah’ı hatırlatır.”, “Her bid’at bir sünneti hayatımızdan kaldırır.” O halde her moda, her gayrı İslâmî kılık kıyafet ve amel bizim dinimizden bir şey alır götürür. Ve kendimizi de dinimize yabancılaştırır” şeklinde konuşan Balcı hoca, terketme hastalığına yakalanan Müslümanların, günümüzde tesettürü ne hale getirdiklerine misaller verdikten sonra konuşmasını şu sözlerle tamamladı.
“‘Sakın kâfirlere, zâlimlere benzemeyin. Onların ateşinde sizde yanarsınız’ düsturu gereğince kendimiz olalım. Kur’an’a, sünnete ve tarihimize bakalım. Kur’an’ın rehberliğinde, ecdadımızın örnekliğinde olduğu gibi İslâm’ı en güzel şekilde yaşamaya çalışalım. Ben ümitvarım. Gelecekte en gür sedâ İslâm’ın sadası olacaktır. Gelin Resulullah’ın ‘kardeşlerim’ dediğinden olalım.”