Tarihçi Yazar Yavuz Bahadıroğlu, Osmanlı’da hayır ve hasenatın sürdürüldüğü vakıf kültürünün devleti bir hayır kurumu haline getirdiğini ifade ederek, “Bu vakıf sistem, Osmanlı’da toplumsal barışın dinamosuydu. Vakıflar aracılığıyla gayrimüslimlere bile yardım edilirdi. Ecdadımız hayır ve hasenatı bir kültür haline getirmiş ve toplumun geneline yaymıştır” dedi.

Meram Belediyesi tarafından düzenlenen ve Tarihçi Yazar Yavuz Bahadıroğlu’nun konuşmacı olarak katıldığı Toplumsal Eğitim Seminerleri’nin dördüncüsü Konevi Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. “Osmanlı’da Hayır-Hasenat Anlayışı ve Vakıf Kültürü” konulu seminere Meram Belediye Başkan Vekili Mustafa Asım Güney, Bozkır Belediye Başkanı İbrahim Gün, AK Parti Konya İl ve İlçe Teşkilatlarından Yöneticiler ve çok sayıda vatandaş katıldı.

OSMANLI DEVLETİ BİR HAYIR KURUMU GİBİYDİ

Osmanlı’da hayır – hasenat kültürünün çok yaygın olduğunu ve devleti bir hayır kurumu haline getirdiğini ifade eden Tarihçi Yazar Yavuz Bahadıroğlu, “Devr-i Saadet’le başlayan verme ahlâkı, Selçuklu ve Osmanlı’da devleti bir hayır kurumu haline dönüştürmüştür. Bu güzel haslet milletimizde şimdi de devam etmektedir. 2,5 – 3 milyonluk Suriyeli kardeşimizi en güzel bir şekilde ağırlamamız bu kültürün bir sonucudur” ifadelerini kullandı.

VAKIF KÜLTÜRÜ TOPLUMSAL BARIŞIN DİNAMOSUYDU

Ecdadımızın hayır ve hasenatı bir kültür haline getirdiği ve toplumun geneline yaydığına dikkat çeken Bahadıroğlu, “Hakkıyla fitre ve zekat verilirdi. Toplumda kıskançlıklar gelişmez, sınıflar ve zengin – fakir uçurumu oluşmazdı. Fransız bir gezgin Osmanlı toplum yapısında dilenciliği bir meslek olarak yapan gruba rastlamanın imkansız olduğunu söylüyor. Bu durum ecdadımızın ‘insanların en hayırlısı insanlara yararlı olandır’ anlayışının bir sonucudur. Bu vakıf sistem Osmanlı’da toplumsal barışın dinamosuydu. Bu vakıflar aracılığıyla gayrimüslimlere bile yardım edilirdi” diye konuştu.

Tarihçi Yazar Yavuz Bahadıroğlu, seminerden sonra kitaplarını imzalayarak okurlarıyla sohbet etti.