Bugün; 16 Nisan 2024, Salı
Kazım Öztürk
Metni küçült
Kazım Öztürk
ÖZTÜRKÇE
Terk-i dünya anlayışı ve Müslümanların acınacak hali
Tarih : 2014.07.12  02:09:50

Terk-i dünya; dünyayı terk etme anlayışı baştan sona İslâm’a aykırıdır. Bunlar, eski Buharalı Budistlerden geçmiş şeylerdir!

Dünyanın alabildiğine aşağılanması ve kötülenmesi, böylece insanları “terk-i dünya”ya çağırmak, İslâm’ın emri olamaz. Bugünkü Müslümanların acınacak halleri bu gibi İslam dışı felsefelerin ürünüdür. İslam âlemi baştan sona kadar; sefalet, atalet, meskenet ve zillet içinde! Üretmeyen, dünyayı keşfetmeyen, fakirlik ve perişanlık içinde debelenmektedir! Açlık ve pislik içinde kıvranmaktadırlar! Aklını kullanmayan, Allah’ın ayetlerine karşı körleşmiş, sağırlaşmış bir vaziyette elleri bağlı beklemektedirler!

Ali Şeriati’nin deyimiyle, istihmar sürecine girmişlerdir! Gelen biner, giden biner. Ama bir kere olsun silkinmez, yediği sopaya itiraz etmez, gözünü açmaz! İslam Âlemi, bir baştan diğerine talan edilir, sömürülür, ırzına geçilir! Buna rağmen hala, “terk-i dünya” çağrısıyla Müslümanların üzerindeki meskenet küllerinin silkinmemesi için çaba sarf edilir!

Elli İslam ülkesinin gayrisafi milli hasılası hala Almanya kadar etmezken, “terk-i dünya” çağrısı, kaleyi içten çökertmeye çalışanlarla işbirliği yapan, gaflet ve dalalet ehlinin işi olabilir! Dünyanın fani olması, onun asılsız, batıl olması demek değildir. Ama ümmet, binlerce yıldır bu İslam dışı “fena/yok olma” kültürüyle uyuşturulmuş, yok olmaya razı edilmiştir!

Allah, bu dünyada kör olanları, ahrette, ebedi hayatta büsbütün kör olarak haşredecektir.(isra/ 72) bu yüzden Batı, “terk-i dünya” anlayışına sahip olanları çok sevmekte ve dua etmektedir. İslamı yıkmak isteyen, İslam ülkelerinin elindeki zenginliklere göz koyanlar, Müslümanları; cihatcı Müslümanlar ve keramet peşinde koşan sufiler olarak ikiye ayırmaktadır. “Dövene elsiz gerek, sövene dilsiz gerek, derviş gönülsüz gerek”, “bir lokma bir hırka” diyerek, zulüm ve sömürülerine devam etmektedirler! Tasavvufu; “körü körüne teslimiyet, sağ yanağına vurana sol yanağını da dön” şeklinde çığırından çıkarmışlar, teslimiyetçi bir anlayışa ve kaderciliğe terk etmişlerdir!

Bütün icatlar, bütün buluşlar Müslümanların eseriyken, bugün bunlardan mahrumdurlar! Bugün bütün İslam ülkelerinde; savaş, talan, kavga, gözyaşı, ıstırap, sıkıntı, açlık ve sefalet kol gezmektedir! Halbuki Kur’an; “niçin düşünmezsiniz?”, “aklınızı kullanmazsınız?”, “Müslümanlar, kafirleri dost edinmesin”… diyerek uyarmaktadır.

Eğer İslam; kimseye karışmamak, etliye sütlüye müdahale etmemek olsaydı peygamberimizin yaptığı savaşlar boşuna olurdu! Her peygamber; Hakk’ı ayakta tutabilmek, tevhid akidesine aykırı tavırlarla mücadele etmişlerdir! “bir kötülük gördüğünüz zaman elinizle giderin, buna gücünüz yetmezse, dilinizle giderin. Bun da gücünüz yetmezse kalben giderin…” ifadesi, Müslümanların, aktif, mücadeleci, uyanık ve etkin olmasını ortaya koymaktadır.

Eğer “terk-i dünya” ifadesinde doğruluk olsaydı, peygamberimiz, “hiç ölmeyecekmiş gibi dünya için, yarın ölecekmiş gibi ahret için çalışın” der miydi? Eğer “terk-i dünya” İslam’a uygun bir ifade olsaydı, Kur’an, “Geceyi istirahat, gündüzü çalışma zamanı yaptık” demezdi.

Terk-i dünya, Hıristiyanlıktaki ruhbanlığa benzer. İslam, ruhbanlığı reddeder. Çalışmadan, gayret etmeden, yeryüzünün zenginliklerinden yararlanmadan, tabir yerindeyse “deli gibi” çalışmadan; ne Almanya, ne İngiltere, ne ABD, ne Çin’in… seviyesine ulaşmamız mümkün değildir. Böyle meskenet içinde olunca da, gelen vurur, giden vurur! Adeta şamar oğlanı gibi!

Bu makale toplam 394 defa okunmuştur
Makaleyi Paylaş :
Yazarın Diğer Yazıları
Yazarın Tüm Yazıları

YAZARLAR
HAVA DURUMU

NAMAZ VAKİTLERİ


EN ÇOK OKUNANLAR
FACEBOOK
ANKET
Yeni Arayüzümüzü Beğendiniz mi ?
Evet
Hayır
  
FOTO GALERİ
VİDEOLAR
Copyright © Doğruses - Konya haberleri   |
|
Sitemizdeki yazı , resim ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilemeden kullanılamaz.
Görsel Tasarım ve Yazılım : Genç Online Türkiye'nin En iyi 1 oyunlar1 sitesi