“Hep birlikte Konya”, “Güçlü Başbakan Güçlü Konya!” bu ifadeler, ilk bakışta slogan gibi duruyor. Ama derinliğine indiğimiz, en ince detayını ele aldığımız zaman gerçekten de öyle olduğunu görüyoruz.

Evet, Konya’daki; iş adamları, dernekler, kanaat önderleri, sivil toplum kuruluşları, farklı siyasi görüşte olanlar bir araya gelerek Başbakan sayın Ahmet Davutoğlu’na destek verilmesi konusunda hemfikir oldular.

Gerçekten güzel bir manzara, güzel bir yaklaşım sergilendi! Olması gereken de buydu zaten. Zira Türkiye’de Muhalefet anlayışı; “iyiye kötü, doğruya yanlış, güzele çirkin….” Söylemleriyle doluydu! Bu birliktelik, bu deklerasyon, muhalefet anlayışının da değiştiğine bir işarettir!

Mesela Konya MHP eski il başkanı Yusuf İnanç; “Hemşehrimiz Ahmet Davutoğlu’nun Konya ve Türkiye için bir şans olduğunu düşünüyorum” ifadesi, bir muhalefet parti yetkilisinin ağzından çıkması son derece güzel ve son derece mesaj yüklüdür.

ANAP Kurucusu ve eski devlet bakanlarından sayın Mehmet Keçeciler’in; “Başbakan Ahmet Davutoğlu, Konya’nın başına konmuş talih kuşudur. Bunu korumalıyız. Isparta’nın Demirel’e gösterdiği, Rize’nin Erdoğan’a verdiği desteği biz de göstermeliyiz” diyerek bir vefa örneği teşkil etmiştir.

Konya’daki bu toplantı, Türkiye’nin göstergesidir. Türkiye, yavaş yavaş demokrasiyi hazmetmeye başladı! Mesele, ülke meselesi olunca, ülke menfaati söz konusu edilince; muhalefetiyle, seveni ve sevmeyeniyle el ele vererek; “bu güzel vatanı nasıl daha güzelleştirebiliriz? Nasıl daha ileri seviyelere taşıyabiliriz? Nasıl, kardeşliği, barışı, dostluğu tesis edebiliriz?” yarışında olunmasının provası yapıldı Konya’da! Farkında olalım veya olmayalım bu, demokratik açılımın bir sonucudur!

Konya, bu açıdan bir ilke imza atmış bulunuyor! Artık dalga dalga yurdun her tarafına yayılacak, yarın, daha aydınlık, daha yaşanabilir bir sabaha uyanacağız! Elbette bu insanlar bizim. Muhalefetiyle, iktidarıyla hepsi; ya senin kardeşin, ya bacın, ya dayın, ya amcan, ya baban, ya yeğenin…bu ülke bir gemi ise- ki öyledir- bu geminin batmaması için hep birlikte çaba sarf etmemiz gerekmez mi? Tabii ki, siyasi partiler, daha iyi bir yönetim için çaba gösterirler ve de göstermelidirler. Ama bunu yaparken, eskiyi “tu, kaka” diyerek karalamanın, doğru olana yanlış demenin, değer yargılarına saldırmanın, dini anlayışa hakaretler savurmanın, milletin kırmızı çizgilerini ihlal etmenin mantıklı olmadığını artık bilmeliyiz.

 “Davut’ların Ahmet’e destek Vereceğiz!” sesleri Konya’dan bütün Türkiye’ye yükseldi! Buradan da tüm dünya yankılandı! Aklın yolu birdir; istikrarı korumak, tek başına iktidarın getirdiği güzelliklerden nasibimizi almak için; adam gibi adam olan, dik duran, kararlılığını muhafaza eden, kalbi, “vatan sevgisi” için çarpan, mağdur, mazlum, ezilmişlerin yanında yer tutan, ağlayanla ağlayıp, gülenle gülen, samimi insanlara kapımız ve gönlümüz her zaman açık olmuştur, bundan sonra da açık kalacaktır.

Çeşitli mahfillerin rahatsız olması gayet normal! Zira meyveli ağacı taşlarlar. Siz hiç, kuru ağaca, kavağa, meyvesi bulunmayan ağaçlara taş atanı gördünüz mü? Eğer taşlama varsa, hizmet vardır, eğer yüksek sesle bağırtı oluyorsa, bilinsin ki orada bir hareket, bir çalışma, bir çaba söz konusudur!

 Baksanıza, muhalefet bile, AK PARTİ’nin vaadlerini kopya ederek halka anlatıyor! Bu demektir ki AK PARTİ doğru yapıyor ve doğru yoldadır. Konya’dan yükselen ses de bunu ispat ediyor!