Bugün; 24 Nisan 2024, Çarşamba
Kazım Öztürk
Metni küçült
Kazım Öztürk
ÖZTÜRKÇE
Kültür ve Sanat âşığı insanlar
Tarih : 2016.04.19  23:34:34

kazim_ozturk@mynet.com

Hangi meslekten olursa olsun, insanların mutlaka; kültür, edebiyat, sanat ve musiki ile meşgul olduklarını biliyoruz. Hem mesleklerini icra ediyorlar, hem de sanatla içli dışlı oluyorlar. Sanat, kültür, edebiyat, felsefe, şiir, roman, hikaye… olmazsa olmaz kabilinden güzel şeylerdir.

Tarihte; kültürle, edebiyatla, şiirle, sanatla… ilgilenen birçok Osmanlı padişahı mevcuttur. Osmanlı padişahları sanatçı ve ilim adamlarını koruyup kollayan büyük hükümdarlardı. Her biri büyük bir âlim olan bu padişahların bu insanları korumalarının yanında sanatçı ruhu sahip olanları da vardı.

 Sultan Dördüncü Murad (1612-1640): Şiir ve musiki ile yakından ilgilenen birisidir. Şiirlerini "Muradi" mahlası ile yazmıştır. Aynı zamanda bestekâr olan Dördüncü Murad'ın "Şah Murad" mahlasını taşıyan 15'e yakın saz ve söz besteleri vardır.

 Sultan Birinci Mahmud (1696-1754): Bestekâr olan Birinci Mahmud "Sebkati" mahlası ile şiirler yazmış ve eserler bestelemiştir. Bestelerinden sadece birkaç saz eseri günümüze ulaşabilmiştir.

 Sultan Üçüncü Selim (1761-1807): Türk musikisinin en büyük bestekârlarından birisidir. Ney üfleyip, tambur çalan padişahın hem şehzadelik, hem padişahlık yılları Türk musikisinin en parlak dönemini oluşturur. Döneminde yeni makamların bulunmasına yol açmış ve musikiye çok önemli gelişmelerin yaşanmasına imkan sağlamıştır. "İlhami" mahlası ile şiirler yazmış ve bu şiirleri bir divanda toplamıştır. Suzidilara, Arazbarbuselik, Nevahent, Kürdi, Şevkefza, Nevabuselik, Rast-ı Cedid gibi makamları düzenlemiş; Ayin, Durak, Peşrev, Kar, Murabba, Beste, Ağır Semai, Yürük Semai, Şarkı, Köçekce ve Saz Semaileri bestelemiştir.

 Sultan İkinci Mahmud (1786-1839): "Adli" mahlası ile yazdığı şiirler son derece değerli eserlerdir. Üçüncü Selim'in musiki zevkinden ve terbiyesinden etkilenmiştir. Ney üflemiş ve tambur çalmıştır. Sözleri de kendisine ait olan Hicaz Kalender'i en ünlü eseridir.

 Sultan Abdülaziz (1830-1876): Ney ve lavta çalardı. Çeşitli saz ve sözlü eserler bestelemiş olan padişahın Şevkefza, Evcara ve Muhayyer makamlarında bestelediği eserler günümüze kadar gelmiştir. Aynı zamanda Sultan Abdülaziz'in oğlu Şehzade Osman Efendi (1874-1927) klasik formun en değerli bestecileri arasındaydı. Kız torunu Sultan Gevheri ise hem değerli bir bestekâr, hem de usta bir sazendeydi. Tambur, ud, lavta ve kemençe çalardı.

 Sultan Mehmed Vahdeddin (1861-1926): Piyano ve Kanun çalardı. Eserlerinin önemli bölümü şarkı türünde olup hepsi günümüze kadar gelmiştir. Sanatkâr olan bu padişahların yanında zanaatkâr olan Osmanlı padişahları da vardır.

Sultan Birinci Mehmed: Yay ve Kiriş ustası, "Kürüşçü" adıyla anılırdı. Sultan İkinci Mehmed: Bahçıvandır. Sultan Birinci Selim: Kuyumcudur. Kanuni Sultan Süleyman: Kuyumcudur. Sultan İkinci Selim: Hacıların Hac yolunda kullanmaları için hilal şeklinde asalar yapardı. Sultan Üçüncü Murad: Ok yapardı. Sultan Üçüncü Mehmed: Kaşık ustasıdır. Okçuların kullandığı özel yüzükler yapardı. Sultan Birinci Ahmed: Kaşık ustasıdır. Okçuların kullandığı özel yüzükler yapardı. Sultan İkinci Abdülhamid: Kakma ve Süsleme sanatıyla ilgilenmiştir. Her biri ilim ve irfan yönünden kutup olan ecdatlarımıza lâyık evlatlar olmaya çalışmalıyız. Bu büyük ecdatlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum. Mekanları cennet olsun.

Daha önce de tanıyordum, ama yeni Konya gazetesinde yazarlığa başladıktan sonra yakinen tanıma fırsatım oldu. Zaman zaman da sohbet etme şansını yakaladım. Kendi halinde, sessiz, alçakgönüllü, donanımlı bir insan! Gönül insanı desek yerindedir. Hayatını kültüre vakfetmiş!

Hizmet halkasına bir yenisini daha ekledi; mevcut kütüphanesini ve kültürel birikimini Karatay Üniversitesine devrederek öğrencilerin istifadesine sundu! Selçuk Üniversitesinin kurucular kurulunda bulundu. Kendisini; eğitime, hayra vakfeden değerli bir insan Fahri Özparlak! Ayrıca kendi tablolarını da üniversiteye hediye etti ve vefatından sonra arşivinin tamamını bağışlayacağını söyledi.  

Karatay Üniversitesinin ilk rektörü Konya Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Babaoğlu;

“Biz eğitmenler olarak büyük bir sorumluluğun altındayız, insan yetiştiriyoruz. Ülkemizin maddi-manevi her yönden kalkınması için çalışmamız gerekmektedir, eğitimde asıl gaye bu olmalıdır. Karatay Üniversitesi de misyonunu buna göre şekillendirmiştir. Bu yolda İnşaat Yüksek Mühendisi muhterem Fahri Özparlak Bey’in maddi ve manevi desteklerini hissetmek bizlere büyük güç veriyor. Bu desteği her zaman görmek istiyoruz. Bu doğrultuda Fahri Bey’in, Üniversitemizin “Fahri Kültür elçisi” olması bizleri onurlandıracaktır.” Diyerek, Fahri Özparlak’ın, bu hizmetinden memnuniyetini dile getirmiştir. Fahri Özparlak ağabeyime hayırlı uzun ömürler diliyorum.

Bu makale toplam 400 defa okunmuştur
Makaleyi Paylaş :
Yazarın Diğer Yazıları
Yazarın Tüm Yazıları

YAZARLAR
HAVA DURUMU

NAMAZ VAKİTLERİ


EN ÇOK OKUNANLAR
FACEBOOK
ANKET
Yeni Arayüzümüzü Beğendiniz mi ?
Evet
Hayır
  
FOTO GALERİ
VİDEOLAR
Copyright © Doğruses - Konya haberleri   |
|
Sitemizdeki yazı , resim ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilemeden kullanılamaz.
Görsel Tasarım ve Yazılım : Genç Online Türkiye'nin En iyi 1 oyunlar1 sitesi