Bugün; 19 Nisan 2024, Cuma
Kazım Öztürk
Metni küçült
Kazım Öztürk
ÖZTÜRKÇE
3 Güzel Kelime
Tarih : 2018.04.10  13:35:22

kazim_ozturk2016@mynet.com

Konuşmalarımızı, sohbetlerimizi, muhabbetlerimizi…kelime ve cümlelerle süsleriz. Cümleleri, kelimeleri de; kavramlar, özdeyişler, ata sözleri ve vecizelerle bezeriz. Her canlı, güzellikten, yumuşak tavırdan, dilara ve dilruba sözlerden haz alır.

Tarihe baktığımız zaman; ülkelerin fethinde, önce gönüllerin, sonra kalelerin fethedildiğini görürüz. Bu yüzden; Abdalanı Rum, Bacıyanı Rum ve Gazıyanı Rum’un çok büyük etkisi vardır. Ayrıca en büyük ve en önemli etkiyi tasavvuf erbabı ve gönül dostları yerine getirmiştir. Devlet yöneticilerinin yanında mutlaka; gönül sultanları, tasavvuf erenleri ve gönül padişahları yer almıştır.

Pekiyi yazımıza başlık yaptığımız; “3 Güzel Kelime” nedir? Her birimizin yapmak zorunda olduğu, yapmadığımızda sıkıntıya gireceğimiz, iletişimin kopup, yalnızlaşacağımız kelimelerdir. Bunlar; Lütfen, Rica ederim, Teşekkür ederim kelimeleri.

İnsanoğlu, yalnız başına hayatını idame ettiremez. Başkalarıyla iletişim içinde olmak, onlarla bir arada yaşamak zorundadır. Yalnızlaşmamak, tek başına kalmamak için bu 3 sihirli kelimeyi kullanmaya mecburuz.

Öncelikle şunu tespit etmekte yarar var; dilimizi kullanırken, emredici, sorgulayıcı, küçümseyici ve yargılayıcı sözlerden uzak kalmaya dikkat etmeliyiz. Örnek verecek olursak; şunu söyle yap, bunu al, buraya koy… demek mi daha tatlı ve güzel? Yoksa; lütfen, şunu şuraya koyman mümkün mü? Veya rice etsem bunu bana verebilir misin? Demek mi daha cana yakın ifadelerdir? Şunu da unutmayalım; çalıyı baştan sürüklememek, selamün aleyküm kel kadı… misali, insanların hafakanlarını kaldırıcı konuşmalara yer vermemek şarttır. Ön yargıdan, peşin hükümden uzak durmak ve empati yapmak da konuşma üslubu içindedir. Kimseyi: suçlu, hatalı, konuşmaya değerli değil, benim kariyerime zarar veriyor, o, benim seviyemde değil…yaklaşımları, iletişim kopukluğuna sebep olur.

Zor mu bu 3 sihirli kelimeyi kullanmak? Yapamaz mıyız? Eğer zor olsaydı, Rabbimiz; “Ey Musa, Firavun’a tatlı ve yumuşak söyleyin, belki kalbi yumuşar ve iman eder” demezdi. Şayet mümkün olmasaydı, fatih Sultan Mehmet, İstanbul’u fethetmeden önce sabah erken saatte esnaflara uğrayıp, birisine; “bana bir okka pirinç, bir okka da şeker ver” deyince esnafın, “beyim ben bir okka pirinç vererek siftah etmiş oluyorum. Ancak bir okka şekeri de kardeşimden almalısın” cevabı karşısında Fatih’in; “ben, bu insanlarla değil İstanbul’u, dünyayı fethederim” sözü bize çok şey anlatır.

Dil çok önemli. Hani hep duyarız ya; bir padişahın, aşçısına; “bugün ziyaretimize dış devlet erkanı gelecek bize ne yemek yapacaksın?” sorusuna aşçının; “dil yemeği yapacağım yüce sultanım” demesi üzerine, sultanın; “evladım, daha başka yemek yok mu?” sorusuna aşçı; “Sultanım, dilden daha tatlı ne olabilir ki” demesi. Bir başka zaman yine devlet başkanının, aşçıya; “bu gün düşman devletlerinden heyet gelecek ne yemek yapacaksın?” diye sormasına karşılık, aşçı yine; “sultanım dil yahnisi yapacağım” demiş. Bu sefer sultan; “aşçıbaşı, dosta da dil yemeği, düşmana da dil yemeği! Ne demek bu?” uyarısına, aşçı; “Yüce sultanım, siz de iyi bilirsiniz ki, her şeyin iyisini de, kötüsünü de dil ortaya koyar”. Diyerek sultana ve bizlere mesajını iletmiştir.

“dilim, etti beni dilim, dilim.”

“Dilim, senden çektiğim zulüm.”

“Allah’a ve Ahiret gününe inanan ya hayır söylesin, ya da sussun.”  

 

Bu makale toplam 242 defa okunmuştur
Makaleyi Paylaş :
Yazarın Diğer Yazıları
Yazarın Tüm Yazıları

YAZARLAR
HAVA DURUMU

NAMAZ VAKİTLERİ


EN ÇOK OKUNANLAR
FACEBOOK
ANKET
Yeni Arayüzümüzü Beğendiniz mi ?
Evet
Hayır
  
FOTO GALERİ
VİDEOLAR
Copyright © Doğruses - Konya haberleri   |
|
Sitemizdeki yazı , resim ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilemeden kullanılamaz.
Görsel Tasarım ve Yazılım : Genç Online Türkiye'nin En iyi 1 oyunlar1 sitesi