Her şeyden önce, söze, 1950’den sonra Türkiye’ye atanan bütün Amerikan Büyükelçileri’nin CIA’da çalıştıkları gerçeğiyle başlamakta yarar var.

John R. Bass, Amerika Birleşik Devletleri’nin Ankara Büyükelçisi olarak, ABD Senatosu tarafından 17 Eylül 2014 tarihinde onaylanarak atanmış.

Amerikan Dışişleri Bakanlığı’nda “Kıdemli Diplomat”lık da yapan Bass;  2012-2014 yılları arasında Bakan Özel Müşaviri, 2009-2012 yılları arasında ise ABD'nin Tiflis Büyükelçisi olarak görev yapmış. 26 yıllık diplomatlık kariyeri bulunan Bass,  ABD’nin  Irak, İtalya, Belçika ve Çad’daki  diplomatik misyonlarında da çeşitli görevlerde bulunmuş. Dışişleri Bakanlığı Operasyonlar Merkezi’nde Direktörlük görevinde de bulunan Bass, Dışişleri Bakanlığı’na katılmadan önce gazete editörü ve siyasi kampanya danışmanı olarak da çalışmış. 

Syracuse Üniversitesi mezunu olan Bass, İtalyanca ve Fransızca biliyor.  Ha bu arada Türkçeyi de iyi telaffuz ediyor. Eşi Holly Holzer Bass da kendisi gibi ABD’li bir diplomat. Tiflis’te evlat edindikleri  “Tako” adında birde köpekleri var.

***

18 Ekim 2014’de Türkiye’ye gelir gelmez medya karşısına çıkan Bass, gayet güzel ve anlaşılır Türkçesiyle basın mensuplarına hitap ederken, Türkiye’ye daha önceleri de çok geldiğini belirterek “Türkiye ve Amerika’nın uzun yıllardır iyi dostlar ve stratejik ortaklar” olduğunu ifade ettikten sonra şunları söylüyor: “Türkiye’de misafir olarak sizlerle konuşmayı ve sizlerden pek çok şey öğrenmeyi dört gözle bekliyorum.”

Beş bakan ve dokuz dışişleri bakanıyla çalışan Bass, diplomatik kariyerinin büyük kısmını, Türkiye’nin merkezi bir rol oynadığı bölgeler ve meseleler üzerine odakladığını belirtiyor. Yâni Bass, Ortadoğu, Ortaasya ve Afrika’da yaşanan sorunları yakinen takip eden ve o bölgelerde çalışan bir diplomat olarak Türkiye’ye yabancı bir büyükelçi olmadığını söylüyor. Türkiye’nin seçilmiş Cumhurbaşkanı Erdoğan’a güven mektubunu sunduktan sonra da “bu büyük ülkenin dört bir yanındaki Türk vatandaşlarıyla birlikte çalışacağını” ifade ediyor. Bass, Türkiye’ye yönelik verdiği yeni yıl mesajında da diplomat eşiyle birlikte el ele tutuşarak “Önümüzdeki yıl (2015), ortaklığımızı ve dostluğumuzu derinleştirmek için sabırsızlanıyorum” diyor.  Ha bu arada kendisi gibi bir diplomat olan Bass’ın eşi Holly Holzer’in de Türkçeyi gayet iyi ve düzgün telaffuz ettiğini belirtmeliyim. Kadın diplomat Holly, dünyada her yıl 800.000 insanın kaçırıldığını ve bu rakamın yüzde 79’u “cinsel istismar amaçlı” olmak üzere, yüzde 80’ini kız çocuklarının oluşturduğunu; kadına karşı şiddete son verilmesi için yayımlanan bir video mesajında dile getirdikten sonra şunları söylüyor:

“Ben, kadın ve kız çocuklarının maruz kaldıkları her türlü şiddet ve ayrımcılığa karşı harekete geçme konusunda kararlıyım.”

İtalyan kökenli bir aileden gelen ve 1962- New York doğumlu olan Büyükelçi Bass da, bu konuya, video mesajında değinirken “kararlılığının sembolü olarak kullandığı turuncu renk kravatının Türkiye’de imal edildiğini” belirttikten sonra kadına şiddet ve cinsel eşitliğin sağlanması sorunun çözümünün de burada gerçekleştirilebileceğini dile getiriyor.

Bu arada  Holzer Bass’ın en son İran İşleri Dairesi müdür yardımcısı olarak görev yaptığını, başarılı bir fotoğrafçı olup birkaç sergi açtığını ve İki hırslı koşucular olup, San Francisco Bay Area Bay-to-Breakers yarışında yarıştıklarını da öğreniyoruz.

***                                                                                                                                         

Şimdi bütün bunları neden sizlerle paylaştığıma gelince...

Yukarıda da belirtildiği üzere Büyükelçi Bass, semboller üzerinden konuşarak o şekilde mesajlar iletiyor.

Turuncu renk denilince benim aklıma hemen “Turuncu Devrim” ve bunu destekleyen ABD milyarderi George Soros aklıma geliyor.

***

Amerikalı Diplomat John R. Bass,  “T.C. Büyükelçisi Adayı” olarak 15 Temmuz 2014 tarihinde ABD Senato Dış İlişkiler Komitesi’nde yaptığı konuşmasında, Konya’yı niçin ve neden ziyaret ettiğiyle ilgili olarak bize, bazı ipuçları vermiyor değil. Türkiye ile ilgili tarihi değerlendirmelerde de bulunan Bass, dört sayfadan oluşan konuşmasının son bölümlerinde, senato üyelerine yönelik şu mesajı veriyor:

“Yurtdışı misyonlarının amacı hakkında küçük bir kelime:

Hizmet Amerikalılara.

Ben ve arkadaşlarım ülkeme hizmeti en üst düzeyde sağlamayı taahhüt ediyorum.  Amerikan’ın enerji çıkarları (ABD’li şirketler dâhil) ve değerleri için her türlü teşvik uygulanacak. Birlikte çalışmalarımızın devamı için sabırsızlanıyoruz.” 

Amerika’nın Ankara Büyükelçisi için ilk önce gelen misyon (görev) demek ki, ABD’nin çıkarlarını korumak ve Amerikalılara hizmet oluyor.

Büyükelçi Bass’ın Konya’ya;  tarihî geçmişi ve manevi zenginliği ile dikkatleri üzerinde toplayan, tarım ve gıda sektörü açısından çok önemli bir şehir haline gelen ve son yıllarda yıldızı parlayan Karapınar’daki kömür madeni ve güneş enerjisi yatırımlarında ABD’nin çıkarlarını ön planda tutmak için geldiği anlaşılıyor.

Sayın Büyükelçi ayrıca, Mevlâna Müzesi başta olmak üzere Konya’nın tarihî ve turistik yerlerini de gezdikten sonra Valilik ve Büyükşehir Belediyesi ile Selçuk Üniversitesini de ziyaret etti. Üniversiteyi eğitim değişim programları, bilim ve teknoloji ortaklıkları ve girişimcilik programları dâhilinde ziyaret ettiği kanısındayım.

Konya’daki ziyaretlerinin arka planında nelerin konuşulduğunu da Konya’yı yönetenlerden dinlemekte yarar var.