Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek’in ikinci dönemki vaadleri arasında ilk sırayı teşkil eden METRO, AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından güzel bir zamanlamayla 24 Nisan Cuma akşamı Dedeman’daki tanıtım toplantısında verdiği müjdeyle nihayet gerçekleşiyor.

Gazetelerde “YER YERİNDEN OYNAYACAK” sloganıyla verilen ilanlarda herkesin merakla beklediği projenin KONYA METROSU olduğu, ve metronun hayata geçirilmesiyle birlikte Konya’nın bir üst sınıfa atlayacağı belirtildi. Ulaşım başta olmak üzere turizm, ekonomi, sağlık, eğitim, sanayi, sanat ve spor ile birçok alanda millî ve milletlerarası arenada hak ettiği yeri inşallah alacak olan Konya’nın, metroyla, şehir merkezinde ve özellikle Alaedddin Tepesi civarında Arap saçına dönen trafiğini de büyük ölçüde rahatlatacak. Ben, 7 Haziran Genel seçimlerinden sonra metro yapımına, biraz daha geriye çekilerek biran evvel başlanılacağı kanaatini taşıyorum.

80’li yıllardan sonra büyümeye, serpilip gelişmeye ve özellikle Selçuklu’ya doğru dal budak sarmaya başlayan Konya, merkezde 1,5 milyona yaklaşan nüfusuyla metroyu çoktan haketmişti. İnsanın aklına, keşke eski Büyükşehir Belediyesi başkanı Ahmet Öksüz döneminde temeli atılan Hafif Raylı Sistemin yerine METRO’nun temeli atılsaymış, Konya’nın ulaşım sorununu çözmede ilerisi açısından daha iyi olurmuş, diyesi geliyor. Diğer taraftan da iyi ki HRS ile hükümetler arası antlaşmalar ile Almanya’nın 2. Dünya Savaşı’ndan kalma tramvayları gelmiş, ya değilse, Selçuk Üniversitesi’nin Alâeddin Kampüsü’ndeki 70 bin öğrencinin merkezden kampüse ve bu yol güzergâhında oturan insanımızla birlikte her gün 100 bin yolcu şehir merkezine nasıl taşınarak ulaştırılacaktı…

90’lı yıllarda Özal dönemi kapanmış ve Refah Partisi, Erbakan Hoca’yla birlikte belediyelerde yakaladığı rüzgarı da arkasına alarak genel seçimlerde Doğru Yol Partisi’yle Refahyol  Hükümeti’ni kurmuştu. İşte o yıllarda Halil Ürün, Büyükşehir Belediye başkanı seçilecek ve tramvayı kaldıralım mı, yoksa kaldırmayalım mı tartışması bile yapılacaktı. Devletlerarası antlaşmalar olduğundan tramvay yerinde kaldı ve Konya’nın ulaşımına büyük katkıları oldu. Tramvay olmasaydı Konya’nın ulaşım problemi daha da büyüyecek ve içinden çıkılamayacak bir hal alabilecekti.

Nasıl ki eski belediye başkanlarından Ahmet Hilmi Nalçacı, en az 50 yıllık ilerisini görerek Nalçacı Caddesi’ni Konyalılar’ın hizmetine açtığı gibi Ahmet Öksüz döneminde de Konya’nın altyapısına neşter vurularak tramvay gibi bir nimet Konya halkının hizmetine sunulmuştu. Ak Parti döneminde Yüksek Hızlı Tren’le şehirlerarası ulaşımda büyük bir nimete kavuşan Konya ve Konya halkı, şehiriçi ulaşımında da METRO’yla âdeta çağ atlayacak!

Ben, METRO ağının, Konya şehir merkezinde yoğunlaşan trafik akışına ve ulaşım sorununa büyük ölçüde çare olduktan sonra KOP’la birlikte tarım ve gıda sektöründe büyük bir atılıma hazırlanan şehrimizin ilçelerini de kapsayacak şekilde genişleyeceğine inanıyorum. Özellikle verimli topraklara sahip ve her geçen sene gıda sektörüne yapılan yatırımlarla cazibesi gittikçe artan Çumra ve bölgesine, METRO’nun ulaşacağına inanıyorum.  Bu arada enerji sahası haline gelmeye aday Karapınar ve bölgesine de METRO’nun kısa zamanda gideceğini ümit ediyorum. Çalışan insanları ve emekçileri merkezden Çumra ve Karapınar’a METRO’nun diğer ulaşım sistemi olan banliyö ile taşımak daha ucuz ve iş gücü açısından da daha verimli ve akıllı olacaktır.

Gerek Yüksek Hızlı Tren (YHT) ve gerekse Yeraltı Ulaşım Sistemi (METRO)’nun ana hareket merkezi, “Eski Sanayi” olarak bilinen kunduracılar ile tekstilcilerin bulunduğu alan en uygun yer. Daha başka merkez istasyonlar da kurulacaktır.

***

Almanya’yı 1990’da gidip Franfurt’taki metro istasyonunu gezip gördüğümde ağzım açık kalmıştı. 2003’te Almanya’da kaldığım 1,5 ay içerisinde bütün eyaletlerini gezip seyahat ettiğimiz arkadaşlarımızla birlikte metroyla 30 km’lik yolu 10 dakikada almıştık. Türk işçileri de dahil Almanlar, sabah ezanından önce kalkarak gidecekleri iş yerlerine metroları kullanarak veya banliyöleri tercih ederek gidiyorlardı. Bizden önce yol aldıkları için teknik açıdan bizden 50 yıl ileride olan Almanlar, yardımlaşma, dayanışma, paylaşma, merhamet ve diğerkâmlık gibi bizi biz yapan bazı değerlerde ise bizden hayli gerideler. Otobanlar açısından Almanya’nın eline hiç su dökülemez. Avrupa’nın bir başından öbür başına transit olarak geçmek isterseniz muhakkak bu otobanları kullanmanız gerekir. Bizim Bolu geçidine benzer daha büyük ve devasa otoban geçitlerini gördüğümüzde ise hayretler içerisinde kalmıştık. Almanlar yük ulaşımında su kanallarını çok iyi kullanan bir millet. Almanya su kanalları ve demiryolu ağlarıyla örülü. İnsanlar özel abalarını ancak hafta sonlarında ve tatillerde şehirlerarası yollarda kullanıyorlar. Diğer günler devamlı toplu ulaşımı ve bisikleti tercih ediyorlar.

***

Günde 75 bin yolcunun taşınacağı Konya Metro ile Kampüs-Alaeddin arası 30 dakika, kampüs-Meram arası 35 dakika ve Alaeddin-Otogar arası 15 dakika olacak. Toplu taşımda raylı sistemin payı 2014 itibariyle yüzde 22 iken karayolu taşımacılığı ise yüzde 78 oranında. 2023 hedefinde; raylı sistem artırılarak yüzde 63’e çıkarılırken, karayolu ise yüzde 37’ye çekiliyor.

Bu, Konya’nın her yönden gelişmesi açısından çok güzel bir hedef.

2030’da öngörülen raylı sistem ağının uzunluğu ise; 117,5 km. Konya’da 2014’de hafif raylı sistemle günde 100 bin yolcu taşınırken bu sayı 2030’da 500 bine çıkacak. HRS’nin yükünü ise 2018’den itibaren Konya Metro, banliyö sitemi ile çevre yolu hafifletecek.

Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ve dolayısıyla eski Bakan Lütfi Elvan ile Başbakanımız Ahmet Davutoğlu’nu, Konya’ya kazandırdıkları “Metro” yatırımdan dolayı kutluyoruz. 

Başbakanımız Davutoğlu’nun dediği gibi “ulaşım ağları ile medeniyetimizi yeniden canlandırıyoruz.”

“Konya Metro” şehrimize şimdiden hayırlı olsun.

AZİZİM DİYOR Kİ…

Konyalı, Metro gibi hayırlı bir müjdeyi elbette bağrına basacak ve 7 Haziran’da, bunu sandığa yansıtacaktır. Konyalı, kendisine ve şehrine hizmet edeni hiçbir zaman unutmamıştır.