Bugün; 18 Nisan 2024, Perşembe
Salih Sedat ERSÖZ
Metni küçült
Salih Sedat ERSÖZ
Boraltan Katliamı: Ruslara teslim edilen Azeriler
Tarih : 2020.10.08  09:13:13

Ermenistan’ın Azerbaycan’a saldırısı üzerine karşı saldırıya geçen Azerbaycan işgal altındaki topraklarını kurtarmaya devam ediyor.

Azerbaycan, 30 yıldır Ermenistan işgali altında bulunan topraklarını bir bir kurtarırken, Türkiye, Azerbaycan’a olan desteğini her ortamda dile getiriyor.

Türkiye’nin, Azerbaycan’a verdiği bu destek, yıllar önce meydana gelen acı bir olayı akıllara getiriyor.

Olayı okuyunca, o dönemdeki Türkiye ile bugünkü Türkiye arasındaki hem güç hem de anlayış farkını anlamak daha iyi mümkün olacaktır.

Olay kısaca şöyle:

‘1945'te, bir grup Azerbaycanlı, Stalin zulmünden kaçıyor. Aras Nehri üzerinden Boraltan Köprüsü'nü geçiyorlar ve Türkiye'ye sığınıyorlar. Azeriler öz gardaşlarının yurduna gelip, öz gardaşlarıyla kucaklaşıyor.

Rusya, Türkiye'den bu Azeriler'in derhal iade edilmesini istiyor. İnönü Başbakanlığındaki CHP hükümeti, Aras Nehri'nin kenarındaki sınırdaki karakola telgraf çekerek mültecilerin iade işleminin gerçekleştirilmesini istiyor.

Karakol komutanı inanamıyor. Emri defalarca teyit ettiriyor. Ancak Ankara'dan, CHP hükümetinden kesin ve net emir geliyor, “Azerileri teslim edin”.

Durumu anlayan Azeriler, Türk askerlerinin boynuna sarılıp yalvarıyorlar: “Ne olur bizi teslim etmeyin. Bizi burada siz kurşuna dizin, kendi toprağımızda, kendi öz gardaşımızın, kendi bayrağımızın altında bizi öldürün” diyorlar.

Ancak Ankara'dan gelen emir nettir. Emir yerine getiriliyor ve teslim ediliyorlar. Boraltan Köprüsü'nü geçen Azeriler, köprünün hemen karşısında Türk askerlerinin, Türk subaylarının gözleri önünde elleri bağlanmış olarak infaz ediliyor. Karakol komutanının bu elim manzara sonrasında intihar ederek canına kıydığı söyleniyor. Bu acı hadiseden geriye çok ama çok acı bir ağıt kalıyor.’

Şimdi bu acı olayın içyüzünü belgeleriyle görelim:

Kadir Mısıroğlu, “Moskof Mezalimi” isimli eserinde, Rus zulmünden kaçan 417 Azeri kardeşimizin Türkiye’ye sığındığını ve bunun üzerine Rus Hükümetinin Türkiye’den bunların kendilerine teslimini talep ettiğini anlatıyor ve şöyle devam ediyor:

“Beynelmilel kaidelere göre hiç bir devlet, siyasi bir suçluyu diğer devlete iade ve teslim etmez.

Bu Rus talebini müzakere eden o zamanki Hey’eti Vekile (Bakanlar Kurulu) de ‘Umumi Ceza Hukuku’nun bu kaidesine uyarak, Rusya’ya zikri geçen mültecilerin iade edilmemesini kararlaştırmıştı. Fakat o zaman Hariciye Vekaletine vekalet eden Nurullah Esat Sümer, İnönü’yü ikna edip bunların, Hey’eti Vekile kararına rağmen Rusya’ya iadesi emrini çıkarttırmıştır.

Mülteci Azeriler, bu karar karşısında feryad-ı figân kopararak:

“Bizi siz öldürün fakat Moskofa teslim etmeyin” diye yalvarmışlar, birçokları kendilerini trenden aşağıya atarak intihar etmek istemişlerdir.

Bunların Rusya’ya teslim işine nezaret eden Türk subayı gördüğü bu feci manzaraya tahammül edemeyerek derhal bir yıldırım telgrafla hükümete bunların avdet etmek istemeyip intihara teşebbüs ettiklerini bu sebeple teslim kararının durdurulmasını talep etmiştir.

Fakat dönemin diktatörü İsmet Paşa, bu zavallıların Rusya’ya tesliminde ısrar etmiştir.

Bu hâdise bilahare 1951 yılında Demokrat Parti Devri’nde Mebus Şevket Mocan’ın teşebbüsü ile Büyük Millet Meclisi’ndeki münakaşa ve müzakerelerle ortaya çıkmıştır.

Bu suretle Ruslara iade edilen 417 Azeri, onları teslim eden Türk subayının gözü önünde Serder Abad Barajının öte yakasında toptan kurşuna dizilmişlerdir.

Bu hareket, Türk Milletini temsil eden fakat milli duygu ve mefkureden mahrum liderlerin işlediği bir cinayet ve yüz karası olarak, tarihe geçmiş bulunmaktadır.

Bu konuyu Tekirdağ Milletvekili Şevket Mocan Meclise taşımıştı. Şevket Mocan’ın soru önergesinin ilgili kısmını buraya alıyoruz:

T. B. M. M. Başkanlığı Yüksek Katına; Aşağıdaki suallerimin sözlü olarak Başbakan tarafından cevaplandırılmasını rica ederim:

1. Muhtelif tarihlerde memleketimizde siyasi mültecilik haklarına dayanarak iltica etmiş (156) mültecinin 1947 senesinde, milletlerarası hukuk kaidelerine tamamen aykırı olarak Sovyet Rusya’ya teslim edildikleri doğru mudur?

2. Facia kurbanlarının sevk şekli de kurban gönderilen mabudun usullerine uygun olmasından ve akıbetlerini görmesinden, teslim işinde vazifeli Yedek Subay Posta Müfettişi Reşat’ın asabi rahatsızlığa uğradığı ve sinir hastanelerinde elyevm tedavi olduğu doğru mudur?

https://belgelerlegercektarih.files.wordpress.com/2012/09/boraltan-katliami-azerbaycan-azeri-ismet-inc3b6nc3bc-basbakan-erdogan-ruslara-teslim-edildi-kemal-belge-meclis-tutanagi-1.jpg

Şevket Mocan’ın sorularına cevap veren dönemin Adalet Bakanı Rükneddin Nasuhioğlu, tarihimize bir kara leke olarak geçen bu faciayı şu sözlerle doğrulamıştır:

“Ankara’daki Sovyet Sefaleti ile mütekabiliyet esasını tesbit eden bir nota teatisi suretiyle (237) Sovyet askerî mültecisinden (195)’i ilk parti olarak 6 . VIII . 1945 tarihinde Tıhmıs kapısından Sovyetlere iade edilmiştir.”

https://belgelerlegercektarih.files.wordpress.com/2012/09/boraltan-katliami-azerbaycan-azeri-ismet-inc3b6nc3bc-basbakan-erdogan-ruslara-teslim-edildi-kemal-belge-meclis-tutanagi-2.jpg

 NOT: Rükneddin Nasuhioğlu’nun bu faciayla bir alakası yoktur. 1950’de hükümet değişikliği olmuştu. Bu facia ise bir önceki hükümet (CHP) döneminde vuku bulmuştu. Soru önergesi Nasuhioğlu’nun döneminde verildiği için mecburi olarak cevap vermek de ona düştü.

Ruslara teslim edilen mültecilerin sayısı hakkında farklı iddialar vardır. Biz, Kadir Mısıroğlu’nun zikrettiği kaynağa itibar ediyor, 417 mültecinin teslim edildiğini belirtiyoruz. Zaten tutanakta “195’inin ilk parti olarak” teslim edildiği yazıyor.

Bunun üzerine Şevket Mocan uzun bir konuşma yaparak CHP Hükümetinin teslim uygulamasını şiddetle eleştirmiştir. Mecliste bulunan Milletvekillerinin de “Bravo”, “Doğru” sesleri zapta geçmiştir:

Şevket Macon konuşmasının bir bölümünde şunları söylemiştir: “Bu milletin tarihinde bir tek mülteci İsveç Kralı Şarl için harbetmiş şerefli hâdiseler çoktur. Fakat siyasi mültecileri bir mabuda kurban sunar gibi sunmaya götüren yüz kızartıcı, gönül parçalayıcı, hicabaver (utandırıcı) bir hâdise daha yoktur. Bizdeki bir devrin adamları bizim tarihimize bu lekeyi yazdılar, mültecileri iade ettiler arkadaşlar.” (Bravo sesleri)

Hakikaten, ne kadar acı… Ne kadar yüz kızartıcı bir hâdise… Bütün bu gerçekler halkımızdan yıllarca gizlenmiştir.

Nitekim Kars’ın ilk kültür ve kütüphane müdürlerinden Temraz Kesemenli, “Boraltan Köprüsü katliamının yıllarca halktan gizlendiğini” söyledi.

Ayrıca İsmet İnönü’nün emriyle Azerileri götüren memurun akli dengesini yitirdiğini ve akıl hastanesinde vefat ettiğinin bilindiğini ifade etti. Zaten Şevket Mocan’ın soru önergesinde buna değinilmişti.

Ord. Prof. Dr. Reha Oğuz Türkkan’da 10 Mayıs 2009 tarihinde katıldığı Teke Tek TV programında bu konuyu anlatarak, konu ile ilgili İsmet İnönü ile görüştüğünü ve Azerilerin Rusya’ya teslim edilme kararının doğru olup olmadığını İnönü’ye sorduğunu, bunun karşılığında kendisinin İnönü tarafından kovulduğunu anlatmıştır.

Reha Oğuz Türkkan’da teslim edilen Azeri sayısını o programda 407 olarak söylemiş ve kaynak olarak Dış İşleri Bakanı İhsan Sabri Çağlayangil’i göstermiştir.

Katledilen Azerbaycanlı kardeşlerimize ithafen 1977 yılında çekilen ve başrollerini Cüneyt Arkın ve Oya Aydoğan’ın oynadığı “Güneş Ne Zaman Doğacak?” adlı sinema filmi de Boraltan katliamını konu alıyor.

Son olarak geriye kalan acı ağıtla konuyu noktalıyoruz. Allahu Teala şehit kardeşlerimize rahmet eylesin. Mekanları cennet olsun.

Şimdi Azerbaycan’a sonsuz destek veren bugünkü Türkiye ile o günkü Türkiye’yi kıyaslayalım. Nereden nereye?

Tutsak Türklerin kurşuna dizilmeden önce söyledikleri acı ağıt şöyle:

Boraltan bir köprü, aşar geçer Aras’ı,

Yuğsan Aras suyuyla, çıkmaz yüzün karası.

 

Karası, karası, merhamet fukarası,

Karası, karası, merhamet fukarası,

 

Düşman bekler karşıda, önüne kattı beni,

Can alınan çarşıda, kardeşim sattı beni.

 

Dönüp seslendim geri, merhametsiz birine,

Beni siz vursaydınız, şu gavurun yerine.

 

Sağlıklı ve mutlu yarınlar efendim.

Bu makale toplam 334 defa okunmuştur
Makaleyi Paylaş :
Yazarın Diğer Yazıları
Yazarın Tüm Yazıları

YAZARLAR
HAVA DURUMU

NAMAZ VAKİTLERİ


EN ÇOK OKUNANLAR
FACEBOOK
ANKET
Yeni Arayüzümüzü Beğendiniz mi ?
Evet
Hayır
  
FOTO GALERİ
VİDEOLAR
Copyright © Doğruses - Konya haberleri   |
|
Sitemizdeki yazı , resim ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilemeden kullanılamaz.
Görsel Tasarım ve Yazılım : Genç Online Türkiye'nin En iyi 1 oyunlar1 sitesi