Bir yıldır tüm dünyada, on aydır ülkemizde fırtınalar estiren, insanları evlerine kapatan, adeta bir mahşer günü yaşatarak, ana babanın evlattan, kardeşin kardeşten kaçmasına sebep olan korona İnşallah sona doğru yol almaktadır.

Korona tüm dünyada ve ülkemizde çok canların hayattan kopmasına vesile oldu.

Aynı zamanda bu virüse yakalanan binlerce insanımız çok ağır hastalıkla mücadele ettiler.

Virüsün daha çok yayılmasına engel olmak için devletler, insanların hayatlarını kısıtlamak zorunda kaldılar.

İşyerleri, okullar kapandı. Sokağa çıkma yasakları uygulandı.

Bunun sonucunda ekonomiler felç oldu. Dünya ülkeleri ve süper güçler çok zor durumda kaldılar.

Hele hele sağlık alanında süper güç olarak bildiğimiz bazı devletlerin kartondan kaplan oldukları görüldü.

Bu süper güçler zayıf ülkelere zulmetmek için silaha harcadıkları imkânlarını, kendi halkları için sağlığa ve eğitime harcamış olsalardı bu kadar kayıp vermezler, bu kadar zor durumda kalmazlardı.

Bunların görülmesi için demek ki korona gibi bir virüsün gelmesi gerekiyormuş.

Koronanın vermiş olduğu bunca zararın yanında elbette bazı faydaları da yok değil.

Bunlar nelerdir diye merak ettiğinizi duyar gibiyim.

Bir kere insanlar ölümü hatırladılar. Hiç ölmeyecekmiş gibi yaşayanlar, dünyada sonsuza kadar kalacağını sananlar korona sayesinde ölümü, hesabı, sınavı hatırladılar.

Evlerine kapanan insanlar ölüm korkusunu yakından hisseder oldular. Bu insanlar ölüm korkusu ile tefekkür etmeye başladılar. Ne yaptıklarını ve yapması gerekenleri düşünmeye başladılar. İyi insan olmaya doğru meyletmeye başladıklarını düşünüyorum.

Şer yuvaları, barlar, pavyonlar, meyhaneler, umumhaneler bir bir kapandı. Hepsinin kapısına kilit vuruldu.

İnsanlar evlerine döndüler. Ailenin önemini kavradılar. Eşleriyle, çocukları ile vakit geçirmeye başladılar.

Toplu yaşamada nelere dikkat edilmesi gerektiği görüldü. Bir kişinin hatası veya sevabı ile başka kişilerin de etkileneceği bariz bir şekilde görülmüş oldu.

Bir kişinin maske takıp takmaması sadece kendisini değil başkalarını da ilgilendiriyorsa aynen bunun gibi toplu yerlerde bir kişinin yaptığı her davranışın diğer insanları olumlu veya olumsuz etkileyeceği ortaya çıktı.

İnsanlar; atmosfere, okyanuslara ve yaşadıkları çevreye çok zarar vermişti.

İnsanların sanayide kullandığı bazı kimyasal maddeler ve gazlar, atmosferin delinmesine yol açmış, denizlerde, okyanuslarda büyük kirliliklere ve çevrenin olumsuz etkilenmesine yol açmıştır.

Bu sebeple deniz ve okyanus canlıları olumsuz etkilenmiş ve toplu ölümler meydana gelmişti.

Uzun süredir insanların evlerine kapanması ile bir anda buralardaki kirliliğin temizlendiği bilim adamlarınca açıklanıyor.

İnsan kendisinin ne kadar âciz olduğunu görüp anladı.

Her şeye gücünün yettiğini zanneden insan, görünmeyen bir virüse yenilince gücünün, kuvvetinin sınırlı olduğunun farkına vardı.

Biz biliyor ve inanıyoruz ki güç ve kuvvet sahibi Cenab-ı Hak’tır. İnsan kendi acizliğini ve Yüce Allah’ın sonsuz gücünü bu vesileyle Hakka'l-yakîn anlamış oldu.

Uzun yıllardır beton yığınlarında yaşayan insanlar bahçeli evlerin, köyün, toprağın kıymetini anladı. Oralarda yaşamanın yollarını araştırmaya başladı.

Ayrıca işyerleri kapandığı için işyeri sahipleri üretmenin, işten çıkarılan işçiler de çalışmanın ne kadar değerli bir haslet olduğunu anladılar.

İnsan içinde bulunduğu bazı değerlerin farkına varamıyor. Ama o değerleri kaybedince, kaybettikleri şeyin ne kadar kıymetli olduğunu anlayabiliyor.

Su içinde yaşayan balığın, içinde iken suyun kıymetini bilmediği, ancak sudan çıkınca onun hayati değerini anladığı gibi…

Korona, bu konular ve bunlar gibi bizim bilip bilmediğimiz nice konularda insanlığa faydalı olan bazı sonuçları da beraberinde getirmiştir.

Bir de şu var ki, zayıf ülkeleri durmadan sömüren zalim güçlerin bazı planları da alt üst olmuş durumdadır.

Her şerde bir hayır vardır. Bize şer gibi görünen bu durumdan da İnşallah hayırlı sonuçlar çıkacaktır.   

Evet çok kayıplarımız, ağır hastalarımız oldu ama şunu da unutmamak gerekir ki korona olmasa da ölüm yine vardır. Vakti, saati dolan mutlaka ebedi hayata gidecektir. Bunun çaresi yoktur.

Kayıplarımız ve hastalarımız için koronaya ne kadar lânet etsek de sağladığı faydalar için de ona teşekkür borçluyuz.

Şunu da bilmemiz gerekir ki koronayı gönderen Allah’tır. Biz bu illeti hak etmemiş olsa idik, Rahman ve Rahim olan Allah’ımız bu illeti bize göndermezdi.

Şu güzel sözü unutmamak lâzım:

Kula bela gelmez Hak yazmadıkça,

Hak bela vermez kul azmadıkça.. 

Bela ve musibetlerden kurtulmanın tek yolu azgınlığı, isyanı, yanlış yolu terk ederek, doğru ve Hak yola girmek, Rabbimize hakiki ve samimi bir kul olabilmek, duaya, ibadete, iyiliklere yönelmektir.

Son olarak bize düşen şey, tedbirlere uyarak kulluk görevimizi yapmak, sonucu Allah’ın takdirine bırakmak ve ona razı olmak olduğunu bilmemiz ve uygulamamızdır.

Elbette maske, mesafe, temizlik kurallarına son derece riayet edeceğiz. Duayı çok yapacağız. Sonuca da razı olup boyun bükeceğiz. Tedbir bizden, Takdir Allah’tandır. Sağlıklı ve mutlu yarınlar efendim.