Bugün; 19 Nisan 2024, Cuma
Salih Sedat ERSÖZ
Metni küçült
Salih Sedat ERSÖZ
İslâm düşmanlığı
Tarih : 2021.02.03  23:21:35

Son zamanlarda inandığımız değerlere, manevi yapımıza, İslâmî mefhumlara düşmanlık hat safhaya ulaştı.

Kutsal kitabımız Kur’an’ı Kerime,  Peygamber Efendimize, Kâbe-i Şerif’e, Camilere, başörtüsüne ve Müslümanlar için ne kadar mukaddes kavramlar varsa her birine hakaretler ve saldırılar peş peşe geliyor.

Müslümanların varlığına bile tahammül edilemiyor.

Bilhassa Avrupa ülkelerinde, bazı ülkelerin yönetimlerinin desteği ve kışkırtması ile zirveye çıkan İslâm ve Müslüman düşmanlığı dünyada yayılma eğiliminde…

Bu düşmanlığın gayesi şüphesiz İslâm’ı bitirmek ve Müslümanları yok etmektir.

Avrupa ülkeleri; İslâmî sembolleri ve gelenekleri yasaklamaya başladı. Bununla da kalınmayıp bu sembollere hakaretler ve saldırılar yapılmaktadır. Burka, çarşaf, peçe, türban yasağı, minare yasağı, cami tartışmaları, Peygamber Efendimizle ilgili iğrenç karikatürler, Müslümanlara terörist muamelesi gibi uygulamalar bunlardan sadece bir kaçı.

Avrupa ülkelerinde hükümetler hak ihlallerinin sınırında gezerken, Avrupa toplumlarında İslâm korkusu körükleniyor. Avrupa ülkelerindeki İslâmofobi (İslâm korkusu) uygulamalarına bakarsak şunlar rahatlıkla görülebilir:

Önde giden Fransa

Kamuya açık yerlerde nikap ve burka yasağı koyan ilk Avrupa ülkesi Fransa oldu. Yasak 2011 Nisanında yürürlüğe girdi. Dini ayrımcılık suçlamasına mahal vermemek için yasa metninde "Kimse kamuya açık yerlerde yüzü kapatmaya yarayan bir giysi giyemez" tanımlaması kullanıldı. 2004 yılında Fransa'daki okullarda başörtüsü takmak da yasaklanmıştı. Fransa'da burka ve nikap kullanan Müslüman kadınların sayısının 2 bin dolayında olduğu tahmin ediliyor.

Hemen ardından Belçika

Aynı yasak 2011 yılının Temmuz ayında Belçika'da da yürürlüğe girdi. Yasağa karşı gelenler para veya 7 gün hapis cezasına çarptırılabiliyor. Fransa'daki gibi bu yasaktan etkilenen kadınların sayısı oldukça sınırlı. Bir milyon Müslümanın yaşadığı Belçika'da nikap veya burka kullanan kadınların sayısı 300'ü geçmiyor.

Hollanda'da sınırlandırılmış yasak

Hollanda Parlamentosu 2016 yılında örtünmeyi yasakladı. Ancak çarşaf giymek veya yüzü tamamen kapatmak resmi dairelerde, toplum taşıma araçlarında, hastanelerde ve okullarda yasaklandı. Yasağa uymayandan 400 euroya kadar para cezası kesiliyor. Yasak kapsamına giren kıyafetleri Hollanda'da kullanan kadınların sayısı 100'ü buluyor.

Bulgaristan'ın istisnaları

Yasak Bulgaristan'da da 2016 yılında yürürlüğe girdi. Bu ülkede de yasağa karşı gelenlerden para cezası alınıyor. Ceza 750 Euro'yu bulabiliyor. Sporda, işyerlerinde ve ibadet yerlerinde istisna uygulanıyor.

Avusturya: Yüz açık olmak zorunda

Avusturya'da yüzün örtülmesi Ekim 2017'den bu yana "Yüzün kapatılmasına karşı yasa" ile yasaklandı. Yasaya göre kamusal alanda yüzün hatları çeneden saça kadar açık olmak zorunda. Olmadığı takdirde 150 euroluk para cezası öngörülüyor.

Danimarka: Tekrar edenlere yüksek cezalar

Danimarka'da 1 Ağustos 2018 tarihinden beri kamusal alanda tümüyle örtünmek yasak. Mayıs 2018'de Danimarka parlamentosu 75 lehte 30 aleyhte oyla yasayı kabul etti. Yasaya uymayanlar için 135 euroluk para cezası öngörülüyor, tekrar edilmesi halinde ise para cezası 10 kata kadar artırılabiliyor.

Almanya: Trafikte yasak

Almanya'da örtünme yasağı uzun süredir tartışma konusu. Sağ popülist Almanya için Alternatif (AfD) partisi bu talebi sık sık gündeme getiriyor. Ancak kimi zaman Başbakan Angela Merkel liderliğindeki Hristiyan Birlik Partileri'nden (CDU/CSU) bu yönde sesler yükselebiliyor. Basına bir demeç veren Hrıstiyan Demokrat Birlik (CDU) partili Tarım Bakanı Julia Klöckner burka yasağını savundu. "Tümüyle örtünme bir dini çeşitliliği değil aşağılanmış bir kadın imgesini temsil ediyor" diyen Klöckner, "Konu sadece bir parça kumaş değil, bu şekilde ifade edilen bir cinsiyetin imgesi" dedi.

Ancak Almanya'da toptan bir örtünme yasağı anayasanın dini özgürlükleriyle ilgili temel hükümleriyle çelişiyor. 2017 yılından beri trafikte araç içinde yüzü kapatmak yasak. Ayrıca asker ve hâkimlerin görev sırasında yüzlerini kapatmalarına da izin verilmiyor. Adalet Bakanlığı'nın hazırladığı yeni bir yasal düzenleme ise duruşmalara katılan tüm kişilere örtünmemiş olma zorunluluğu öngörüyor.

Diğer ülkelerde tartışmalar

Avrupa'nın birçok ülkesinde örtünme yasağı üzerine tartışmalar eksik olmuyor. Bunlar arasında en öne çıkanları İsviçre, Estonya, Letonya, Litvanya ve Norveç. İspanya'da Katalonya'nın bazı bölgelerinde örtünme yasakları getirilmiş ancak bunlar yargı tarafından sonra tekrar iptal edilmişti. İtalya'da tümüyle örtünmeye ilişkin bir tartışma bulunmuyor. Zira İtalya'da 1970'lerden beri kimliğin teşhis edilmesini zorlaştıran kıyafetler giymek zaten yasak. İtalya’da Ana muhalefet konumundaki Demokrat Parti'nin Fas kökenli kadın Milletvekili Suad Sbai, İtalyan parlamentosuna geçen yıl bir yasa tasarısı sunmuştu. Peçe ve burkanın yasaklanmasını öngören tasarının, parlamento gündemine alınması bekleniyor.

Sadece kadınların giyimi kuşamı değil, camiler ve minareler de Avrupa'da mercek altında.

İsviçre:

Beklenmeyen bir yasak kasım ayında İsviçre'den geldi. Sadece 4 minarenin bulunduğu ülkede, kasım sonunda düzenlenen referandumda minare yasağına 'evet' oyu çıktı. Referandum sonucu kadar, yasağa 'evet' diyenlerin kullandığı posterler de dikkat çekti. Minareleri İsviçre'nin kalbine giren füze gibi gösteren posterlerde, gözleri bile görünmeyen, çarşaflı bir kadın imgesi vardı.

Almanya:

İsviçre'deki yasak kararı Almanya'da da İslam karşıtı bir grubu harekete geçirdi. Pro-Nrw isimli aşırı milliyetçi bir grup önce Avrupa çapında cami referandumu istedi, sonra sokağa indi. "Sıfır tolerans" yazılı pankartlar taşıyan grup Duisburg Camii'ne yürüdü. Kuzey Ren Westphalia'daki seçimler öncesinde gövde gösterisi yaptı. Grubun lideri, "Seçimlerde açıkça İslâm karşıtı bir kampanya yürüteceğiz. İsviçre referandumundaki posterleri kullanacağız. Cami yapımını İslâmcı fetih çabasının açık bir işareti olarak görüyoruz" diyor. Almanya'da, yıllar yılı var olan cami tartışmaları üzerinden siyasete devam ediyor.

Yunanistan:

Almanya gibi uzun zamandır camileri tartışan bir diğer ülke de Yunanistan. Atina,  Avrupa'da ibadete açık caminin bulunmadığı tek başkent. Geçtiğimiz günlerde Yunan hükümeti, Cami ve Müslüman mezarlığı için yer tahsisi kararı aldı. Atina'da yaşayan Müslümanlar, 1939'dan bu yana defalarca çıkılan yolda, bu kez sonu görmeyi umuyor. 

Avrupa'da İslam'a ve Müslümanlara en kolay yapıştırılan etiketlerden biri de terör.

Danimarka:

2006'da Danimarka ile İslam dünyasının arasını açan karikatür krizi hala akıllarda.

Hazreti Muhammed'i tasvir eden, hatta başında bomba şeklinde bir kavukla gösteren 12 karikatür, Danimarka basınının arşivlerinde rahat durmadı. Karikatürler zaman zaman çıkartılıp yeniden basılıyor. Tartışma son olarak Somalili bir gencin, karikatüristlerden Kurt Westergaard'a suikast girişimde bulunmasıyla yeniden gündemde.

Fransa:

Danimarka’dan sonra geçtiğimiz aylarda Fransa’da da Peygamber Efendimize hakaretler içeren karikatürler açık alanlarda günlerce gösterimde kaldı. Fransa siyaseti, laiklik ve cumhuriyetin İslam ile ilişkisini sorgulamaya devam ederken ülkeyi yönetenlerin Müslümanlara karşı söylemleri toplumdaki çatlağı derinleştiriyor. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un, Hz. Muhammed hakkında olanlar da dâhil, karikatürleri yayımlamaktan vazgeçmeyeceklerini söylemesinin yarattığı atmosferin de etkisiyle bazı yerel yönetimler bu karikatürleri resmi binalara yansıtma yoluna gitti.

Hollanda:

Semboller savaşında, karikatür krizi kadar etki yapan bir de kısa film var: Fitne. Filmin yapımcısı Hollandalı aşırı sağcı siyasetçi Geert Wilders, provokasyon bayrağını devretmeyeye yeminli. İslam'ı nefret dini olarak göstermeyi amaçlayan 2008 tarihli Fitne filmini, yeniden ısıtıp sunma arayışında.

İngiltere:

Müslümanlıkla terörü bağdaştırmaya çalışan söylem, Avrupa'nın en liberal ülkesi İngiltere'ye de sıçramış durumda. İngiliz The Independent gazetesinin haberine göre, Londra Üniversitesi'nin Müslüman öğrenciler kulübü üyelerinin kişisel bilgileri İngiliz polisine aktarıldı. 900 kadar üniversite öğrencisinin isimleri, telefonları ve ev adresleri, İngiliz polisinin elinde ve CIA'ye ulaştırılmayı bekliyor.

Operasyonun gerekçesi, ABD yolundaki bir uçakta üzerindeki bombaları patlatmaya çalışan Ömer Faruk Abdülmuttalip'in İngiltere'de eğitim almış olması.

İngiliz uzmanlar, "İngiliz Müslümanlarla daha fazla iletişim gerekirken, onları önyargılarla uzaklaştırıyoruz" diyor. Mesaj, İngiliz siyasi kurumları yanında bütün Avrupa'ya gidiyor.

Konunun en vahim olan tarafı şu ki Avrupa’da Müslümanlara ve İslâm’a yönelik bu hakaret ve saldırılar fikir özgürlüğü kapsamına alınarak görmezden gelinmektedir. Camilere ve Müslümanlara ait işyerlerine saldıran caniler kovuşturmaya dahi uğramıyor. Bir çok Batı ülkesinde ırkçılık ve İslâm düşmanlığı bizzat devlet tarafından himaye edilmektedir.

Konu İslâm düşmanlığı yanında Türk düşmanlığına da dönüşmüş durumda. Bazı Avrupalı liderler ve medya kuruluşları eliyle körüklenen Türk düşmanlığının arkasında yatan neden Türkiye’nin her ortamda İslâm düşmanlığını dile getirmesidir. Türkiye’yi sustururlarsa meselenin çözüleceğini zannediyorlar. Irkçılık ve İslâm düşmanları ile yüzleşmek yerine hedef saptıranlar ve Türkiye’yi hedefe koyanlar, hem kendi toplumlarına hem de insanlığa en büyük kötülüğü yapıyorlar. 

Son yıllarda Avrupa’da hızla artan İslâm düşmanlığı ülkemize de sirayet etmiş durumda…

Son olarak bu gerçek Boğaziçi Üniversitesi olaylarında ortaya çıktı. Kâbe-i Şerif’e yapılan saygısızlık, İslâm’a yapılan saldırıların en bariz örneğini teşkil etti. 

Bu konuda sözü daha fazla uzatmadan yazdığım bir şiirimle yazımı noktalamış olayım. Sağlıklı ve mutlu yarınlar efendim.

ALÇAK 

Harem-i Şerif’i hedef alarak,

Hürmeti, saygıyı bozandır alçak.

Öfkeyle saldırıp hınçla dolarak,

Yanlışa saplanıp azandır alçak.

 

Harimi ismeti yere sererek,

Mukaddes ocağı hepten yererek,

İffeti, namusu basit görerek,

Kutsala kuyular kazandır alçak.

 

Bizim için kutsal din, namus, vatan,

Erdemli insana bunlar bir destan.

Aramıza nifak tohumu atan,

Millete gizlice sızandır alçak.

 

Fedayı can eyler halkımız bizim,

Manevi yapımız ülkümüz bizim,

Vatan toprağımız mülkümüz bizim,

Kalbine münafık yazandır alçak.

 

Yüce dinimizin her bir umdesi,

Bunlardır toplumun büyük gözdesi,

Dünya ve ahretin necat müjdesi,

Hakk’a, adalete kızandır alçak.

 

Hiç vazgeçilmeyen mübarek dava,

İmansız kurulmaz aile, yuva,

Yokluğu büyük dert, bulunmaz deva,

Mü’mini durmadan üzendir alçak.

 

Yanlışa, batıla demir atarak,

Toplum düzenine zehir katarak,

Mukaddes mefhuma her an çatarak,

Kâbe’min üstünde gezendir alçak.

 

Kutsalımdan çek o iğrenç dilini,

Değdirme temize kirli elini,

Yine de derim ki düzelt hâlini,

Halkın değerini ezendir alçak.

Salih Sedat Ersöz

 

Bu makale toplam 203 defa okunmuştur
Makaleyi Paylaş :
Yazarın Diğer Yazıları
Yazarın Tüm Yazıları

YAZARLAR
HAVA DURUMU

NAMAZ VAKİTLERİ


EN ÇOK OKUNANLAR
FACEBOOK
ANKET
Yeni Arayüzümüzü Beğendiniz mi ?
Evet
Hayır
  
FOTO GALERİ
VİDEOLAR
Copyright © Doğruses - Konya haberleri   |
|
Sitemizdeki yazı , resim ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilemeden kullanılamaz.
Görsel Tasarım ve Yazılım : Genç Online Türkiye'nin En iyi 1 oyunlar1 sitesi