New York Times’ın, Cumhurbaşkanı Erdoğan övgüsünü okuyunca 1993 yılında Aytunç Altındal’ın rahmetli Erbakan Hoca ile yaptığı röportaj geldi aklıma. Rahmetli Hoca şöyle demişti kısaca: ’’Eskiden bize ilgi göstermeyen çevreler, adeta bizim iktidara gelmemizi ister gibi çalışıyorlar.’’

                Devam eder Erbakan Hoca: ’’Anladığım kadarıyla bunlar bizi iktidara hapsedip perişan etmek isteyecekler. Bize iş yaptırmayarak, bakın işte Müslümanlar ne kadar beceriksiz görün diyecekler.’’

                1996 yılını değerlendirebilecek yaşta olanlar, olayların Erbakan Hoca’yı haklı çıkardığını çok iyi hatırlayacaktır.

                Peki gerek AB gerekse ABD basınında sürekli eleştirilen, istenmeyen adam ilan edilen Cumhurbaşkanı  Erdoğan, durup dururken neden New York Times’ın övgüsüne mazhar oldu?

                Eski ABD Dış İşleri Bakanlarından birisi hatıralarında ‘’Kenan Evren’le konuşmaya başlamadan önce Atatürk’e övgü dolu bir giriş yapar sonra konuya girerdim. Taleplerimiz de hiç geri çevrilmezdi.’’ diyordu .

                ‘’Umudu Boşa Çıkardı. Ekonomi Çöküyor ’’ Türkiye’nin, İŞİD’i desteklediği imasıyla ‘’Tehdit Etmeyi Bırak’’   Gezicilere destek için  ‘’Demokrasinin Savunucularına  Çapulcu Diyor’’ gibi bizdeki Sözcü Gazetesi ağzıyla Erdoğan aleyhine manşetler atan New York Times, bayram değil seyran değil Erdoğan için  ‘’Türkiye Olmasaydı Katliam Olurdu’’ başlıklı yazıyla ‘’Avrupa’nın sorunlarını tek başına üstlenen bir lider ‘’ övgüsünün altında ne var?

                 Neler yok ki?   

                ABD’nin, sanki bugüne kadar yaptığı katliamlardan acı duymuş gibi gazetenin, katliamı yazıya dahil etmesini, Ortadoğu halklarına şirin görünmek isterken Türkiye’ye de gaz vermeye  yönelik bir illizyon olduğunu bildiğimiz için üzerinde durmaya değer bulmuyoruz.

                AB’nin, ABD tarafından (özellikle  Almanya’nın)yönetildiği sır değil. Yazı AB masası şefi  Steven Erlander tarafından kaleme alındığına göre AB’nin, göçmenler konusunda  Erdoğan’a  verdikleri sözlerinin yerine getirilmemesinin altında, ABD’nin iki yüzlü politikalarında ki şifrelerin Erdoğan tarafından çözülerek yeni strateji geliştirmesine sebep olduğuna dair AB’ne bir sitem yatıyor olabilir.

                Bir başka neden: Hala gündemden düşmeyen patriotlar için Kenan Evren’e uygulanan  Atatürk  övgülü dalış bu kez dolaysız olarak Erdoğan’ın,(15 Temmuz 2016 dan sonra kılıçlar çekilmiş olmasına rağmen) duygularını yumuşatmaya yönelik olabilir; üstelik, O’nun  bir Kenan Evren olmadığını bildikleri halde. Böylece S 400 lerin kilitlenmesini sağlayarak Türkiye’nin güney sınırını NATO’nun kontrolüne teslim etmeyi düşünmediklerinin garantisi yoktur. Çünkü kurmayı düşündükleri bağımsız(!) İsrail güdümlü  Kürt devleti için Türkiye’nin, gladyo gibi çalışan NATO’da kalmasının zorunlu olduğunu düşünüyorlar.

                Biz, bozuk Türkçesiyle ‘’şehitlerimiz var’’ diyen ABD yeklisinin riyakarlıkta tavan yapan bu düşüncesiyle, Erlander’in yazısında Türkiye’nin iyi bir NATO müttefiki olduğu vurgusunun birbirinden bağımsız olduğunu düşünmüyoruz.

                 Dahası bu övgüyle,  AK Parti aleyhine CHP’ye bir koz vermeyi düşünmüş  olmadıklarına bizi kim ikna edecek?’’ Hani Tayyip Bey ABD yanlısı değildi? Ne oldu?’’ diyebilme fırsatının, iç siyaset açısından, maliyeti düşük müdür sizce? Selamlar.