Bugün; 19 Nisan 2024, Cuma
Sıtkı YONCA
Metni küçült
Sıtkı YONCA
Yazar
Ne olacak bu eğitimin hali?
Tarih : 2022.02.03  12:40:00

            Eğitim, her insanı, her mesleği içine aldığı ve Hz.Adem kadar da köklü olduğu için hep eleştirilerin odağında olmuştur.

                Eyleminiz amacınızın sonucudur. Yani bir iş, yapılmadan önce zihnimizde tasavvur olarak vardır ve soyuttur; bu bizim amacımızdır aynı zamanda.  Ancak eyleminizin amaca ulaşması için de birtakım kurallar vardır; bu kurallara uymak zorundasınız. Elma ağacına patlıcan aşılayıp neden domates olmuyor diyemeyiz; İlahi kanunlardan öğrendiğimiz tecrübeden dolayı.

                Buradan hareketle  örgün eğitim, önce iyi bir amaç tespitiyle başlar. Amacınızı sınama yanılma diye bir metoda bırakmışsanız, bireysel olarak hatayı telafi edebilirsiniz belki ama sosyal yapıdaki hatanın kalıcı  olmayacağının garantisi yoktur.

                Peki o zaman eğitimden amacımız nedir?

                Alman eğitim felsefecisi Alois Fischer, (1880-!937) ‘’insanı, şehevi ve geçici arzular dünyasından ebedi değerler dünyasına götürme işidir’’(Eğt. Sosyolojisinin  Temel Kavram ve Alanları Üzerine Bir Arşt. Prof.Dr.Hüseyin Akyüz sf.17) şeklinde cevaplıyor soruyu.

                Peki ,biz de; eğitime böyle bir görev verilmiş midir?

                İngiliz tarihçi Arnold Toynbee :

                Tartışmaya İngiltere’den tarihçi  gibi katılıyor ama sistemin ana eksenlerinden birisi olan  eğitimin, kavram olarak kullanmasa da fotoğrafını çekiyor ve şöyle diyordu. ’’Türkiye’deki devrim, bütün alanlarda yapıldığından (din, siyaset, ekonomi vb)Türk halkının deney ve tecrübelerini tepeden tırnağa  sarstı.’’(Medeniyet Yargılanıyor.sf.188) İslam inancının koruyucusu dediği Halife’liğin kaldırılmasını, tekke ve medreselerin kapatılmasını yadırgıyor ve  İslam’ın temel ibadeti olan namazı, şapkayla kılmanın imkansız olduğundan hareketle erkek Müslümanları, inanmayanlarla birlikte değerlendiriyordu.(a.g.e.sf.188) Bu Türk herodianlar, Batılı bir millet ve devleti Türkiye’de üretmeye çalışırken fıtratlarını inkâr ettikleri kanaatindedir(a.g.e.sf.189)(herodianı yaratıcı(!) olmayan taklitçi milletler için kullanır ve herodian toplumların medeniyet kuramayacaklarını söyler s.y.) Batı’ya yaranmak için komşu ülkelerin insanlarından yani Ortadoğu Müslümanlarından farksızlaştırmak için ellerinden ne gelirse yapıyorlar diyen Toynbee ‘’bu herodian Türk, ne yaparsa yapsın gözümüze giremeyeceğini Kitab-ı Mukaddes’ten öğrenebilir’’(a.g.e.sf.189)kaydını düşüyor. Gece  güneş gözlüğü takarsan daha net görürsün demekten farkı yok  herodianların yaptığının demek ister gibi Fischer’e dolaylı bir destek vermiş oluyor.  

                Suçun sahibi yoktur bizde. Mesela  15 Eylül 1916 yılında İttihat ve Terakki Kongresine sunumunda  Ziya Gökalp, sanki hiç sorumluluğu yokmuş gibi pişkince ‘’ Başka milletlerde en seciyeli(karakterli) ve ahlaklı kimseler tahsilde en ziyade ileri gitmiş fertler arasından çıktığı halde, bizde ekseriyetle bunun aksi vaki oluyor’’(Türk Eğitim Düşüncesinde Batılılaşma- Yrd.Doç.Dr.Osman Kafadar sf.224)diyebiliyordu. Bunun sebebini de, maarifimizin kozmopolit olmasıyla izah ediyordu.  (a.g.e.224) Eğer  kozmopolitliği, Fransızcadaki ‘’yabancı hayranlığı’’ anlamıyla değerlendirirsek Türk’ün şuurunda,  gizli bir hainliğe davetiye çıkaracak kadar ucu açıktır. Gökalp, bu algıya kapalıdır sanırım. 

                Cumhuriyet döneminin eğitim uzmanlarıysa, birkaç istisna dışında hemen hepsi laikliği merkeze alarak düşünür. Örneğin, daha giriş bölümünde ‘’Osmanlı İmparatorluğu, yaptığı bütün ıslahat hareketlerine rağmen teokratik(bir türlü şeriat diyemiyorlar. s. y.)bünyesi dolayısıyla köhnemiş bir çok kurumla dolu olduğu için modern bir eğitim sistemi kuramamıştır’’ (Türkiye’de Modern Eğitimin Doğuşu ve Gelişimi-Prof.Dr.Hasan Ali Koçer sf.4)önyargısıyla belleği dolu bir insanın bilimsel tarafsızlığından endişeliyim. Fikret Kanad, İsmail Hakkı Tonguç,  İ.H.  Baltacıoğlu ayrı bir yazı konusu meselâ.

                 Sıkıldınız anladım. Çözümü söyleyip bitireceğim. Geçmişin değerleri ile geleceği, çağın önceliklerini de dikkate alarak bir sentez yapma yeteneğine sahip dünya çapında  eğitim bilimcileri yetiştirip (örneğin Prof.Dr.Muhammed Hamidullah kadar Peygamberimiz Hz. Muhammedi(S.A.V. tanıyan)de onu uygulayabilecek siyasi otoriteler seçmediğimiz müddetçe başlıktaki soruyu daha çok sormaya devam edecek gibi görünüyoruz. Selamlar.

 

Bu makale toplam 244 defa okunmuştur
Makaleyi Paylaş :
Yazarın Diğer Yazıları
Yazarın Tüm Yazıları

YAZARLAR
HAVA DURUMU

NAMAZ VAKİTLERİ


EN ÇOK OKUNANLAR
FACEBOOK
ANKET
Yeni Arayüzümüzü Beğendiniz mi ?
Evet
Hayır
  
FOTO GALERİ
VİDEOLAR
Copyright © Doğruses - Konya haberleri   |
|
Sitemizdeki yazı , resim ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilemeden kullanılamaz.
Görsel Tasarım ve Yazılım : Genç Online Türkiye'nin En iyi 1 oyunlar1 sitesi