Konya Aydınlar Ocağı’nın Salı Sohbetleri’nde “Günümüzde Estetik Algısı ve İnsan” konulu bir konuşma yaparak estetik, estetik algısı ile insan, toplumlar ve kültürlerin estetiğe bakış açılarını dile getiren Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik ve Estetik Cerrahı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zekeriya Tosun, “Konya’da en fazla burun ile göğüs ameliyatı yapılıyor” dedi.
Estetiği “göze hoş gelen şey, güzele ve güzelliğe dair her şey” olarak tarif eden Prof. Dr. Zekeriya Tosun, Yunanca kökenli bir kelime olan estetiğin insanın varoluşuyla birlikte başladığını ifade etti. Yunan ve Mısır kültürlerinde estetik algısı (idrak) ile ortaçağda estetik algılarını karşılaştırmalı olarak ele aldıktan sonra “estetikte altın oran”a dikkati çeken Tosun, tıpta estetiği “güzelleşme, güzel görünme sanatı” olarak tanımladı. Estetiğe bakışta Avrupalı’nın “ince belli ve zayıfın makbul” olduğunu, Osmanlı’da ise “daha yuvarlak hattı”nın tercih edildiğine işaret eden Tosun, evren ile tabiatta her yerde altın orana misâl olarak Mısır piramitlerini, Atina’daki Porthenon tapınağını, Mechalengelo’nun David heykeli, Mona Lisa taplosu ile Paris’teki Notre Dame Kathedrali’ni gösterdi.
Kâinatta Görülen Her şey Ölçülü…
Altın Oran’ı “yapılan işte birbirine komşu ya da birbiri ile ilişkili iki uzunluğun oranı yaklaşık 1,618 oranında tutulmasıdır” şeklinde izah eden Tosun, dikdörtgenin göze en hoş görünen oran olduğuna dikkat çekerek mimaride, sanatta, müzikte ve estetik cerrahide de kullanım alanlarının bulunduğunu söyledi. Kozalağın kabuklarının diziliminin, bazı çiçeklerin yaprakları ile ay çiçeğinin çekirdeklerinin diziliminin altın orana örnek gösteren Tosun, insan vücudundaki altın oranlarla ilgili şu bilgileri verdi: Burun genişliği ile ağız genişliği arasındaki oran altındır. Parmakları oluşturan parçaların birbirine oranı altındır. Ne güzel parmaklarınız var denmesi bu yüzdendir. İnsan yüzünün oturduğu dikdörtgenin kenarlarının birbirine oranı altındır.” Cerrah Zekeriya Tosun, altın oranla ilgili olarak Kur’an’dan “Allah, her şey için bir ölçü kılmıştır” (Talak/3) ve “…O’nun katında her şey bir miktar (ölçü) iledir.” (Ra’d/8) ayetlerinin meallerini vererek dünyadaki her şeyin bir ölçüyle yaratıldığına dikkati çekti.
Güzellik kavramının toplum ve kültürlere göre değişkenlik arz ettiğini ifade eden Tosun, estetiğin bir bilim olmaktan çok sanat alanına girdiğini belirterek “estetik ameliyatı daha çok gençler, bayanlar ve mutsuzlar yaptırıyor. İnsanlar basından, popüler kültürden etkilenerek marka tarafından şekillendiriliyor ve israf ekonomisinin ağına takılıyorlar. Konya’da insanlarımız en çok burun ve göğüs estetiği yaptırıyor ” dedi.
Estetiğe 100 Milyar Dolar Harcanıyor
Türkiye’de senede 105 bin estetik ameliyatı yapıldığını ve dünya sıralamasında 13. sırada yer aldığını gerçeğine işaret eden Prof. Dr. Tosun, ülkemizde ameliyatın ucuz olması dolayısıyla yabancıların çok olduğunu söyledi. Estetik ameliyatın dünya’daki pazar payına da değinen ve bu konuda korkunç rakamlar veren Tosun, sağlık turizmine 400 milyar dolar harcanırken estetiğe harcanan miktarın 100 milyar dolar olduğunu ve bu rakamın korkunç bir rakam olduğunu ifade etti.
Günümüzde estetik kaygısının giderek arttığına işaret eden Tosun, bunun “iyi gitmeyen evlilik, daha iyi görünmek, genç olma hayalleri” olduğunu belirterek asıl sorunun “şekilcilik” olduğu görüşüne yer verdi. Bu kaygıyı artıran sebepler arasında sosyo-ekonomik seviyenin yükselmesi, medya, şekle önem veren mantalite ile bunları sürükleyen sermaye dünyasına dikkati çekti.
Özümüz ve Kendimiz Olmalıyız
Mutlak irade ile ruh estetiğinin insana yansımasının önemine de değinen Tosun, Türk ve Müslümanların estetiğe bakış açısından misaller verdikten sonra konuşmasını şu sözlerle tamamladı: “Kendimiz olmalıyız. Özümüze dönerek kendimizi olduğumuz gibi kabul etmeliyiz.”
Sorulara da cevap veren Prof. Dr. Tosun, yüz naklinin çok riskli bir şey olduğunu ve yaptıran kişinin bir ömür boyu ilaç kullanmak zorunda olduğunu, tutmaması ve hekimin söylediklerini bir ölçü ve oran durumunda aksatması durumunda yüzde onarılmaz durumların olabileceğine işaret etti.