İSTANBUL’UN FETHİ
Peygamber tarafından, bir müjde verilmişti,
Ruhlarda büyük fethin, muştusu dirilmişti.
Ordular yürüdü hep, zafere ermek için,
Konstantinopolis’i, İslambol görmek için.
Eyüp Sultan da geldi, ilerlemiş yaşında,
İstanbul’un aşkı var, ekmeğinde aşında.
Övgüye nail olmak, en büyük bahtiyarlık,
Engel olamaz buna olsa da ihtiyarlık.
İstanbul önlerinde, kaldı o güzel insan,
Fetihten sonra oldu, inananlara ihsan.
Asırlar sonra ordu çıkmıştı hemen yola,
Fetih inancı ile yürüdüler kol kola.
İnanç, azim birleşti, kalpler imanla doldu,
Cihad, dua kaynaştı, zafer müyesser oldu.
Fatih Mehmet Komutan, Akşemseddin’di mürşid,
Tevhid uğruna düştü kabre binlerce şehid.
Yürüdü güzel ordu, on binlerce mücahid,
Çağ açıp çağ kapatan, bu fethe âlem şahid,
Madden manen hazırdı, Sultan Fatih olmaya,
Ebeden gönüllere Allah için dolmaya.
"İstanbul'u alırım, ya da İstanbul beni",
Bu azim, bu inançla giydi beyaz kefeni.
Şahi Topları yıktı o güçlü kaleleri,
Yerle bir etti suru yürüyen kuleleri.
Yükseldi her bir yerden Allah Allah nidası,
Haykırıyor yiğitler hep şehadet sadası.
Karadan indirildi Haliç’e tüm gemiler,
Şaştı kaldı haçlılar, destekçisi hamiler.
Dikildi al sancaklar ele geçen surlara,
Şehittir Ulubatlı, gömüldü asırlara.
Müjde gerçekleşmişti İslâm oldu İstanbul,
Fatih’in emaneti nezdimizde çok makbul.
En başta Ayasofya, birçok cami açıldı,
Gönüller fethedildi nurlar şehre saçıldı.
İstanbul’u fetheden o ne güzel komutan,
O askerler ne güzel bâtılı tüm kurutan.
Salih Sedat’ın ruhu İstanbul’la dinlenir,
Dilerim ki İstanbul hep bizimle şenlenir.