OZAN GÖZÜYLE
OZAN SÖZÜYLE
Sevgili okuyucularım, bu gün gazete manşetlerine bakarken, gördüm ki sosyal medyada en fazla bir şeyi başarmış yine duyarlı vatandaşlar.
En fazla Osmanlıya sövme rekoru kırmışlar. Neymiş efendim akşam, muhteşem yüzyıl dizisinde şehzade Mustafa’nın boğdurulma sahnesini seyretmişler, bu yapılan zulmün karşısında duyarlılığını gösteren duyarlı, tarih bilgisiyle ve Osmanlı sevgisiyle dolu vatandaşlar vermişler küfürü hem muhteşeme Süleyman’a hem de Osmanlı soyundan hâlâ yaşayanlara. Çekilen küfür mesajları rekor kırmış!
Ne diyelim eller bilimde, sanatta, teknolojide rekorlar kırarlarken onlarda küfürde rekor kırmışlar. Bu rekor neyin göstergesi olduğunu herkes bilir.
Zaten en kolay yaptığımız şey de bu değil mi. Karalamayı, yaralamayı, eleştirmeyi daha da yapamazsak sövmeyi beceriyoruz yıllardan beri.
Zaten televizyonda yayınlanan muhteşem yüzyıl dizisinin gayesi belli, Osmanlıya sövdürmek. Zaten öyle bir dizinin yapılışı, seyredilişi küfür üstüne küfür. Birde kalkıp bu ihanetinizi katmerlemenizin anlamı herhalde mayanızdan gelmekte.
Benim, mayasının icabı olarak Osmanlıya sövenlere diyecek hiçbir sözüm yok ancak yüzüne tükürerek cevap veresim gelir. Yalnız gerçekten Osmanlıyı sevip de Kanuni Sultan Süleyman’a kafa takan ayrıca oğlu Şehzade Mustafa’yı boğdurma meselesinde boğulanlara birkaç sözüm olacak eğer anlama kabiliyetlerini yitirmedilerse.
Acaba her işini kanunlar çerçevesinde yaptığından dolayı kanuni unvanını alan büyük padişah Sultan Süleyman öz oğlunu boğdururken kanunsuz bir iş mi yaptı diyorsunuz. O yedi düvelden korkmayan sadece Allahtan korkan padişahı karısından korkarak devleti yönettiğini mi kabul ediyorsunuz.
Bir başka yönden söyleyelim. Her yaptığı işe zamanın şeyhülislamından fetva alan Kanuninin işine geldiği zaman kafasına göre öfkelerinin esiri olarak iş mi yaptığını iddia ediyorsunuz. Veya Fetvaları veren devrin şeyhülislamlarını da mı cehaletle veya Allahtan değil de padişahtan korkmakla itham ediyorsunuz.
O zaman tarihi bir ilim değil de masal kitabı gibi okuyanlardansınız diyebilirim.
Günümüzde bakanların oğulları rüşvet ve yolsuzluklarla suçlanmaktalar. Yani gerçekten bu zanlı kişilerin ileride suçları sabit olursa ceza verilmemeli mi dersiniz. Daha sert bir örnek, olurya insanoğluyuz, âlimden zalim, zalimden âlim doğar, devletin başbakanının oğlu devletimize karşı vatan hainliği derecesinde bir suç işlese hesabı sorulmasın, o başbakanın oğlu asılamaz mı diyorsunuz.
Sevgili okuyucularım Osmanlıdaki kardeş ve evlat katledilmelerine neden hep tek taraflı bakıyorsunuz.
Acaba devletin bekası için öz kardeşinin, öz evladının öldürülmelerine o eşsiz padişahlar acı duymadan mı razı oldular dersiniz. Eğer biz şu halimizle bunlara dayanamıyor itiraz edip acı duyuyorsak, bizlerden kat kat ileri derece de bir terbiye, Allah korkusu ve ilimle yetiştirilen Osmanlı Padişahlarını duygusuzlukla suçlamak ihanetin ve cehaletin en alt derecesidir. Lütfen kendinizi bir kontrol ettirin.
Dostlar, Osmanlının kuruluşundan yıkılışına kadar kanunları hep vardır ve kuruluşundan sonra Kanuni zamanında kanunlar yapılmış ve kanunların müsaade etmediği bir fiil yapılmadığından Kanuni unvanını almıştır.
Deveye sormuşlar boynun neden eğri? Demiş ki nerem doğru ki. Bu söz misali bu dizinin zaten neresi doğruydu ki vereceği de doğru olsun. Ama bu diziyi seyredip Osmanlıya sövenler gerek yok dizi falan seyretmenize sütünüzün icabını dizi seyretmeden de yapabilirsiniz.
Osmanlı devletinin kurucuları, yücelticileri hatta peygamberimizin övgüsüne mazhar olanları, islamın halifeliğini yapanları tarihi iyi değerlendirmişler, ince süzgeçlerden geçirmişler, devleti çocukları arasında paylaştırmanın nelere mal olduğunu görmüşler. Yeri geldiği zaman gerekirse kardeş acısına, evlat acısına, amca acısına, yeğen acısına katlanmayı göze almışlardır.
Acaba günümüzde bu acılara, ama devlete işlediği suçtan dolayı katlanabilecek kaç kişi çıkar.
Şehit olanlarımız mevzuumuzdan ayrı. Bizim milletimiz vatan için her zaman ölüme hazır bundan bir şüphemiz yok. Analarımız da şehit olan yavruları için vatan sağ olsun, ben onu asker ederken kınalamıştım vatanına kurban olsun diye der ve her zaman da demiştir.
İstanbul’u fethederken büyük padişah, kardeş katline razı olurken kötü padişah öyle mi? O insanlar her işlerinde büyük padişahlardı. Ne yapmışlarsa devlet için yapmışlar, devleti de islamın bayraktarlığı için yaşatmışlar, fetihleri nizam-ı alem için yapmışlardır.
Tarih bir ilimdir, film değil, roman değil, dizi değil. Okuduğunuz tarihi romanlarla hükmetmeye ve değer vermeye başlarsanız köklerinizi kurutursunuz. Dalında kopan yaprak misali akıbetinizi esen rüzgârlar tayin eder.
MAZİDEN ÖZÜR
Yol mu aldık sanırız bir ileri üç geri
Tersine mi tutulur tarihin el feneri
Şerefli mazimizin şehit ve gazileri
Siz bayrağı dikerken yüceler yücesine
Biz çınar boylu dedik ruhların cücesine
Kalpte Mevlâ sevgisi zikir vardı dillerde
Gül kokulu mendiller gül kokardı ellerde
Siz gözyaşı dökerken mübarek kandillerde
Bizler şarap taşıdık yılbaşı gecesine
Biz çınar boylu dedik ruhların cücesine
Adalet dağıtarak bir mihenk taşıydınız
Açları doyurdunuz ekmekle aşıydınız
Müslümanlar tek vücut vücudun başıydınız
Sizler lâyık oldunuz Hakkın güvencesine
Biz çınar boylu dedik ruhların cücesine
Ezilen mazlumların feryadın duyardınız
Paslanan yürekleri günahtan soyardınız
Hak kelâmı rehberdi, sünnete uyardınız
Sizler saygı duyarken Kuran’ın hecesine
Biz çınar boylu dedik ruhların cücesine
Yaptığınız eserler süsüydü incisiydi
Akşemsettin, Gürani fetihler öncüsüydü
Mevlâna, Yunus Emre gönül tamircisiydi
Sizler mühür vurdunuz kelâmın incesine
Biz çınar boylu dedik ruhların cücesine
Avrupa, Ataroğlu bağlandık kopamadık
Modasını kaptıkta ilmini kapamadık
Senlik benlik yüzünden yıktıkta yapamadık
Sizlerle ermiş idik niceler nicesine
Biz çınar boylu dedik ruhların cücesine