Nereden bakarsak bakalım, hangi taraftan okursak okuyalım seçimin galibi Cumhur İttifakı ve Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dır. Zira karşı tarafta sayısız diyebileceğimiz şer güçler, Türkiye’ye diz çöktürmeye yönelik, ülkemizin terörle başını  ağrıtmaya matuf, ABD ve batının uydusu, kölesi, mahkumu…olmak için çırpınan çete güruhu var. Buna rağmen iyi oy alınmıştır.

Eğer bu akıbet yani ikinci tura kalma hususu Zillet ittifakı ve diğerlerine olsaydı; “Oylar çalındı, hile yaptılar, YSK’yı tehdit ettiler, sandık kurullarını satın aldılar…” gibi yalan ve tezviratlara yöneleceklerdi.

İkinci turda düğüm çözülecek, her şey yine eskisi gibi hizmete, yatırıma, halkla buluşmaya, yerli ve milli hamlelere vakit ayırmaya çaba sarf edilecek. Ülkemizin; kalkınmaya, dünyada sözü geçen ülke olmaya, tarih yapmaya, gündem oluşturmaya ihtiyacı var. Daha önce yapıldı ama seçimden sonra daha hızlı, daha fazla ve daha çok  iş yapılacaktır.

Bizi yolumuzdan ayırmak, hizmetlerimizin önüne engel koymaya kalkmak isteyenler avucunu yalayacak.

Ancak Cumhurbaşkanlığı seçimi için iki tur değil de ilk turda işi bitirici, sonuç alıcı, israfa ve vakit kaybına sebep olmayan bir uygulamaya ihtiyaç olduğu görülmektedir. Yani ilk turda en çok oyu alanın seçilmesi için bir düzenleme gelmelidir.

Ayrıca; zinanın suç sayılması, başörtüsünün, idamın anayasaya girmesi, aile kurumunun korunması, LGBT gibi sapkın tavırlara yasak getirilmesi hususlarında ciddi çalışma yapılmalı, bütün okullarda; Kur’an Meal ve Tefsiri, İslam Tarihi, Siyer dersleri zorunlu dersler arasına alınmalıdır. Yeni dönem Milletvekillerimizden acil olarak beklentim bunlar. Tabii diğer mevzulara da parmak basılacağına inanıyorum.         

Yalnız her hususta millete yani bizlere büyük görev düşüyor. Bizler de elimizi taşın altına sokmak, görevlerimizi savsaklamamak, hükümeti ve yetkililerimizi mahcup etmemek için can siperane çalışma sergilemek zorundayız. Hiç bir şey yapmadan, elimizi kıpırdatmadan, armut piş, ağzıma düş diyerek her şeyi hükümetten veya karşıdan beklemek gibi bir aymazlığa girmemek lazım. Suçlamak kolay, önemli olan biz ne yaptık? Ne yapıyoruz? Ne yapacağız? Bizim bu hususlarda ne gibi plan ve projelerimiz var? Sorumluluğumuzu biliyor muyuz? “Bugün Allah için ne yaptım?” diye kendimize soruyor muyuz?   

Ağzı olanın konuşmasından ziyade, marifeti olanın, marifetini göstermesi gerekir. Eğer hep birlikte el ele, gönül gönle, yan yana, iş birliği içinde hareket edersek, o vakit hem hükümetin işi kolaylaşır, hem de bu ülkeye olan vatandaşlık görevimizi yapmış oluruz. “Sizden olan ulu’l emre itaat edin” ilkesinin esprisi budur. 

Türkiye Yüzyılı, Türkiye Vizyonu hayırlı olsun.

İslam Yolunda!

Kur’an rehber ise cürme girilmez,

Mümince yaşanır İslam yolunda,

Hak kılavuz ise suça varılmaz,

İnsanca yaşanır İslam yolunda!

Kıble Kâbe ise yollar doğrudur,

İhsanî duyguda eller doğrudur,

İmanî duyguda haller doğrudur,

Sevgiler yaşanır İslam yolunda!

Ellerini açıp sık sık aklanan,

İrfanî şuurla her gün paklanan,

Gönüller niyazda Hakka saklanan,

Merhamet yaşanır İslam yolunda!

Secdelere varsan toprak ıslansa,

Yüzler yere değip vicdan uslansa,

Iskartaya vurup nefis paslansa,

Şefkatler yaşanır İslam yolunda!

Yad Edilmez mi?

Zalimleri yakan ilahi nefes,

Ezelden ebede yad edilmez mi?

Ülkesi için çabalayan herkes,

Ezelden ebede yad edilmez mi?

İstikbali için sefere giden,

Değerlerimizi baş tacı eden,

İstiklali için ölümü tadan,

Ezelden ebede yad edilmez mi?

Hasbi insanların kadrini bilen,

Zor zamanlarında yanında olan,

Cömert insanlarla yan yana gelen,

Ezelden ebede yad edilmez mi?

Kâmil insanlarla birlikte kalan,

Yedi düvel ile dirlikte olan,

Kalbî sevgileri özünde bulan,

Ezelden ebede yad edilmez mi?

Tarihler yazarak gündem yapanlar,

Şuurlu ahvali her dem yapanlar,

Yaratılanları hem dem yapanlar,

Ezelden ebede yad edilmez mi?