Bugün; 25 Nisan 2024, Perşembe
Mustafa Balkan
Metni küçült
Mustafa Balkan
Bizi Düşündürenler..
Kavanoz dipli dünya…
Tarih : 2015.12.29  11:56:23

m.balkan42@hotmail.com 

“Vaktin birinde gönül adamı bir derviş varmış. Gözünde hiç dünya sevgisi olmadığı gibi, kalbinde de geçici olana karşı en küçük bir bağlılık duymazmış.

Bir gün şehre inmiş. Çarşıda gezinip duruyormuş. Tanıdığı bir helvacı, dükkânına buyur etmiş kendisini. Çaresiz içeri girmiş. Biraz oturup hoş beş etmişler. Oradan buradan konuşmuşlar. Dükkan sahibi, bir kavanoz bal çıkarmış dervişe ikram etmiş.

Balın kokusunu alan ne kadar sinek varsa çevrede üşüşmüşler kavanoza. Helvacı, görünce bunu, sineklikle başlamış onları kovmaya. Bir kısmı kaçmış bir kısmı bala yapışmış kalmış. Dervişin gözlerinden yaş süzülüyormuş.

Arkadaşı: - Hayrola, niçin ağlıyorsun? diye sormuş.

Derviş: - Kaldır şu kavanozu lütfen, demiş.

Helvacı bir şey anlamamış. Neden sonra Derviş:

İşte dünya da tıpkı böyledir, demiş. Bu kavanoz gibidir. İçindeki bal, dünyanın geçici tatlarıdır. İnsan bunlara bir kez daldı mı, artık kolunu kanadını kurtaramaz. Ayaklarımız dünya zevklerine yapışıp kalmadan uyanmalıyız.

Helvacı şaşkın şaşkın dinliyormuş.

-Biraz dolaşayım diye şehre geldim. Görünce, beni davet ettin, çok geçmedi, önüme bir kâse bal koydun, adım adım dünyanın zevklerine yaklaştırdın. Doğrusu kendimden çok korkuyorum. Bir kez girdi mi kalbime mal hırsı sonu gelmez, uzayıp gider, ben de artık boğulacak gibi batarım içine.”

***

Beydeba’nın Kelile ve Dimne’sinde geçen bir hikâye bu. Hint feylozofu Beydeba’dan esinlenen Hz. Mevlâna’nın Mesnevî-i Şerifinde de buna benzer nice hikâyeler var.  Açgözlü sinekler gibi üşüşüyoruz dünyanın debdebeli zevklerine kavuştuğumuzda... Dervişler, hücrelerinde ve sonrasında dünya ile kendi aralarında sınanmak ve kendi nefisleri adına başarı elde etmek adına her türlü imtihana tabi tutuldukları gibi biz de; bir tiyatro büyüklüğünde olan şu geçici dünyada bize düşen ve verilen rollerimizi oynamaya çalışıyoruz.

Bizim derviş, mal mülk hırsı kalbine bir kere girdikten sonra dervişlikten azâde olacağını bildiği için sınavını başarıyla vermek zorunda olduğunun farkında. Farkında olmasına farkında da bu dünyanın zevkleri de arının balı gibi tatlı mı tatlı! Her insan “derviş” olamayacağına göre…

***

Buradan nereye varmak istiyorum…

Muhammed Celâleddin Rûmî’nin felsefesi üzerine açgözlü o kadar çok sinek üşüşmüş ki.. İçlerinde küreselinden sahte dervişine, resmi ideolojisinden o ideolojiye hizmet eden dedesinden mevlevisine, hümanizma pazarında Hz. Pîr’i pazarlamaya çalışanlarından taa Amerikalar’da bir dönem esen/estirilen sûfî rüzgârlarına varıncaya kadar bu olumsuz gidişattan muzdarib olmayan hemen hemen yok gibi..

Kavanoz dipli dünyada sahte dervişler gibi dönüp duruyoruz.. Derdimiz hakikate ulaşmak değil.. Hakikat denizine dalarak kurtulan ve bizleri kurtuluşa götürecek olan Hz. Pîr’in eteklerine yapışanları da ürküttüğümüzün farkında bile değiliz!..

AZİZİM DİYOR Kİ…

Sayın Valimizin dediği gibi bu işin “aslına uygun” haline, tekke ve zaviyeler kapalı iken ve dergâhlar da tam aslına uygun olarak açık değilken nasıl kavuşacağız?..

Seven, sevdiğine hiç böyle yapar mı?

Sahi biz, hâlâ Tebrizli Şems’i kıskananlar arasında kalanlardan mıyız?..

Bu makale toplam 1340 defa okunmuştur
Makaleyi Paylaş :
Yazarın Diğer Yazıları
Yazarın Tüm Yazıları

YAZARLAR
HAVA DURUMU

NAMAZ VAKİTLERİ


EN ÇOK OKUNANLAR
FACEBOOK
ANKET
Yeni Arayüzümüzü Beğendiniz mi ?
Evet
Hayır
  
FOTO GALERİ
VİDEOLAR
Copyright © Doğruses - Konya haberleri   |
|
Sitemizdeki yazı , resim ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilemeden kullanılamaz.
Görsel Tasarım ve Yazılım : Genç Online Türkiye'nin En iyi 1 oyunlar1 sitesi