Büyüyerek zaptedilemez bir güce erişen Selçuk Üniversitesi,önce adı “Konya Üniversitesi” olarak belirlenen ve daha sonra Bakanlar Kurulu kararıyla “Necmettin Erbakan Üniversitesi” olarak değiştirilenbu üniversitemizin bünyesine Meram Tıp Fakültesi, İlâhiyat Fakültesi ile Eğitim Fakültesi eklenmişti. 2010 yılında devlet üniversitesi olarak eğitim-öğretime yüksek adımlarla başlayan konya.edu.tr; bu yılın temmuz ayının on dördünde altıncı yaşından gün almış olacak.
Adını, adıyla anılan devleti kuran Kınık boyu beyi Selçuk’tan alan Selçuk Üniversitesi, acaba bu sefer hangi fakültelerini üçüncü devlet üniversitesi olacak olan Konya Teknik Üniversitesi’ne verecek.
Selçuk’un yeni rektörü Prof. Dr. Mustafa Şahin, dünkü devir teslim töreninde biz gazeteci milletine hem ilk hedefini hem de ilk icraatını açıklayarak şu müjdeyi verdi:
“İlk hedefimiz Konya Teknik Üniversitesi’nin kurulması olacak. Kısa vadede öncelikle kadro sorununu çözeceğiz. Ocak ayı itibariyle serbest kalan kadrolarla bu sorunu yüzde 70-80 oranında çözmeyi ümit ediyoruz. Asıl önemli olan çalışmamız ise Konya Teknik Üniversitesi’nin kurulması olacak. Selçuk Üniversitesi içinden bugüne kadar 7 üniversite çıkardı. 8’inci üniversitesinin de Konya Teknik Üniversitesi olması için çaba sarf edeceğiz.”
***
Öyle anlaşılıyor ki KTÜ (Konya Teknik Üniversitesi) Alâeddin Keykubat Kampüsü içerisinde yerini alacak. Devletin üçüncü ve Konya’nın sekizinci üniversitesi olacak olan Konya Teknik Üniversitesi şehrimize şimdiden hayırlı olsun. İkinci “hayırlı olsun” dileğim de “Şahin” bakışlı yeni rektörümüz Mustafa beyedir. Daha koltuğa oturur oturmaz yaptığı ilk icraatından dolayı da kendisini kutluyor ve şu sözlerini de yürekten alkışlıyorum:
“Ülkeyi bölmeye çalışan kim olursa olsun biz bunun karşısındayız. Kutuplaşmaya da karşıyız.”
Ganaralaşmış aydın tiplerine karşı halkımız, zaten onlara yıllardan beri “sorunlu” ve “sorunsallı” olarak bakarak ne yanaşma ne de kaynaşma adına; kendisine fildişi kulelerden bakan “jakoben” tipli o sözde aydınlara bugüne kadar hiç pirim vermemişti.
Türkiye’nin en büyük problemlerinden birisi de aydın-halk arasında yıllarca devam ede gelen yabancılaşmadır. Müslüman Türk milletine ve halkına ne kadar yabancı ve jakoben olduklarını bu sözde aydınlar, her 10 yılda bir yapılan devrimlerde göstermişlerdi. Başörtülü Müslüman üniversiteli bacılarımızı 28 Şubat sürecinde İknâ Odaları’nda “cebren” ve “hile yoluyla” zulmedenler, işte bugün de bölücü terör örgütüne arka çıkan sözde aydın tiplerinin bir benzerleri değil miydi…
Ellerine fırsat geçtiği ve verildiği zaman yapamayacakları şey yoktur…
AZİZİM DİYOR Kİ…
Türkiye Selçuklu devleti olmasaydı ne 4 kıt’aya 6 asır adaletle hükmeden Osmanlı, ne de bu devletlerin devamı niteliğinde olan Türkiye Cumhuriyeti devleti olmayacaktı.
İyi ki Selçuk Üniversitesi var. O da olmasaydı ne yapacaktık.. Dokuz doğuracak hali yok ya…
Sitemizdeki yazı , resim ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilemeden kullanılamaz.
Görsel Tasarım ve Yazılım :
Genç Online Türkiye'nin En iyi 1
oyunlar1 sitesi