Dr.Zübeyir Nişancı’nın24 Mart 2023 yılında yayınlanan ’’Sayılarla Türkiye’de İnanç ve Dindarlık’’ konulu rapor çok ilginç sonuçlar içeriyor. Çalışma, TİDA (Türkiye İnanç ve Dindarlık Araştırması)Uluslararası İslam Düşünce Enstitüsü IIİT(International Instute of İslamik Thought)ve Mahya Yayınları tarafından desteklenmiş. Sadece birkaç soruyu ele alacağız.(227 sayfalık rapor)
Örneğin:
Türkiye’de Allah’ın var olduğunu biliyor ve bundan hiç şüphe etmiyorum diyenlerin oranı %85.7;Bazı şüphelerim olduğu halde Allah’ın varlığını hissediyorum diyenlerin oranı %8.6; Allah’ın var olup olmadığını bilmiyorum ve bunun bir yolunun olduğuna inanmayan %2.5; Allah’a inanmıyorum ama doğa üstü bir güç var diyen %1.7; Allah inancım yok diyen %1.5. Zübeyir Hoca bazı şüphelerim var diyenleri inanç grubuna sokmuş olmalı ki (şüphe Allah inancıyla bağdaşır birdurum değil. S.Y.)inanmayanların oranını toplamda %5.7 olarak vermiş.
Eğitim seviyesi yükseldikçe Allah’a inanma oranı düşüyor. Okur yazar olmayanlarda Allah’a inanma oranı; %100;ilkokul %98;ortaokul ve lise %97; üniversite mezunu%93;Yüksek Lisans veya doktora yapmış %82; İstanbul için özel bir not düşülmüş. Allah’a inanmayan oranı %10 . Bu sayılar eğitim bilimi açısından derin bir araştırma konusu…
Dedik ya ilginç soru ve cevaplar var. Türkiye’de kendisini ’’dindar’’ olarak kabul edenlerin oranı %62;‘’Ne dindarım ne değilim’’ diyenlerin oranı %24; ‘’Dindar değilim’’ diyenler %14
Namazla ilgili bir soruya katılımcıların %39 u sık sık ve her zaman karşılığını veriyor. Ara sıra ve nadiren diyenlerin toplamı %20. Hiçbir zaman kılmıyorum diyenler %41
Laik bir ülkede dini inançların rahatça yaşanabileceğini söyleyenlerin oranı %73.Hayır laik bir ülkede dini inançlar rahatça yaşanamaz diyenlerin oranı %13.
Yukarıdaki paragraf bize, Sabancı Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi öğretim üyeleri Prof.Dr.Ali Çarkoğlu ile Prof. Dr.Ersin Kalaycıoğlu’nun2008-2009 yılları arasında yaptıkları araştırmada ‘’ laik bir ülkede laiklerin rahatça hayatlarını yaşıyor’’ diyenlerin oranı 2009 da %86 sonucu ile; kararsızlarla birlikte %80‘’evet laik bir ülkede laikler hayatlarını rahatça yaşayabiliyor’’ diyen Nişancı’nın 2023 tarihli raporunun sonucu arasında altı puanlık lâikler aleyhine düşüş; siyasi ve kendi içinde mahalle baskısı bağlantılarının etkili olduğunu düşündürüyor. Çünkü 2009 da ki yönetim ile 2023 yönetimi aynı yönetim. İcraat hükümetlerinin doğal olarak zaman içinde yıpranmasını sosyoloji, kendince değişik gerekçelere bağlayabilir. Bu altı puanlık düşüşün, muhalif veya medyatik tabirle ‘’fondaş medyanın’’ kendi mahallesi üzerinde yönetim aleyhine yürüttüğü yayınların arkaik lâiklik anlayışıyla kurduğu baskının etkisiyle olduğunu düşünüyoruz. Hatta iş ve çalışma hayatı, eğitim, ekonomi, ahlak ve sosyal sebepleri de; kendi mahalle üyeleri üzerinde artık moderniteye ayak uyduramayan bu çürümüş lâiklikle ilişkilendirip bunu da özgürlüğe müdahale olarak kullandıklarının o kadar çok örnekleri varken bizim düşüncemiz yadsınamaz. Yoksa ‘’ lâik insanlara baskı var mı sorusuna ‘’hayır’’ diyen %87 lik rakamı nasıl izah edeceksiniz?
2002 den bu güne iktidarda olan bir yönetimin lâik yaşantıya müdahale ettiği iddiası, sadece Ak Parti lideri Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, dini kimliğinden dolayı, çürümüş laiklik anlayışının taraftarlarınca duyulan kin ve nefretin, gerek görsel gerekse sosyal medyaya yansımasından ibarettir. Erdoğan’la kendileri arasında kadehli bir bağlantı kurabilselerdi durum farklı olacaktı. Bu yönetimle,28 Şubat dönemi mukayese edilince dindarların görece rahatladığını elbette söylemeye gerek yok. Ancak yaşantısına müdahale edilmeyen %87 ye karşı; kendisini ‘’dindar’’ kabul eden %62 lik bir kesimle; ‘’devletin dini bir kimliği olması gerektiğini düşünüyorum’’ diyen %38 lik kesimin taleplerinin demokratik bir yönetimce dikkate alınmasından daha doğal ne olabilir?
Rapor sonucuna göre Ak Parti’yle ahlakın çöktüğü iddiasının da bilimsel bir temeli yok. Bu, bireylerin kendi hatalarının görmezden gelinmesi için sosyal yapıdaki bazı marjinal ahlaksızlıkları genelleştirmesiyle alakalıdır. Ak Parti zamanında dindarlaştığımız iddiasını da doğrulamıyor rapor. Tam tersine Türkiye’de ‘’şeriat’’ isteyenlerin oranı 1999 da %26 iken; 2009 da bu oranın %10 a düştüğünü Sabancı Üniversitesi hocalarının yaptığı çalışma söylüyor. Bu başka bir analizi gerektirir. Selamlar.
Sitemizdeki yazı , resim ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilemeden kullanılamaz.
Görsel Tasarım ve Yazılım :
Genç Online Türkiye'nin En iyi 1
oyunlar1 sitesi