Bugün; 26 Nisan 2024, Cuma
Ahmet EFE
Metni küçült
Ahmet EFE
Cümle Kapısı
Şiir Üzerine Yazılar -1
Tarih : 2015.04.28  00:11:19

Efendimiz ve Şiir

İmâm-ı Buhârî’nin “şiir ve recez inşâdından ve bunlarla tegannîden câiz ve mekruh olanlara dair” açtığı babında Hz. Ubey İbn-i Ka’b (r.a.)’dan rivayet ettiği hadis-i şerife göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Muhakkak ki şiirden bir kısmı hikmettir.”

Bu hadis bazı şiirlerin ibretâmiz levhalar olarak faydalı olduğunu  açıklamakta, bu tür şiirler kaleme alan şairlerin teşvik ve takdir edildiğini göstermektedir. Nitekim yine Buhârî’de kayıtlı bir hadiste Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem, sahabe olma şerefine de kavuşan Muallaka sahibi büyük şair Lebid’in “İyi biliniz ki, Allah’tan başka her şey bâtıldır, devamsızdır. Her nimet de hiç şüphesiz zevâle mahkumdur” meâlindeki mısralarını övmüş ve “şair sınıfının söylediği en doğru söz”ün bu olduğunu ifade etmiştir.

Efendimizin güzel şiirlere ne kadar değer verdiğini gösteren başka bir hadis daha vardır. Müslim’in rivayetine göre Şerid İbn-i Süveyd (r.a.) isimli bir sahabe şunları anlatmıştır: “Bir gün Resûlullah’ın terkisine binerek kendisine refakat etmiştim. Yolculuk sırasında bana: ‘Ümeyye’nin şiirlerinden bir şeyler biliyor musun?’diye sordu. Ben de: ‘Evet, biliyorum’ dedim ve yüz beyit kadar okudum. Bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: ‘Ümeyye Müslüman olmaya yaklaşmış!’ buyurdu.”

Efendimizin şiirini beğendiği Ümeyye, cahiliye dönemi şairlerinden olup, gençlik çağlarında bir Hanîf hayatı yaşarken, daha sonraları inkârcı bir müşrik olarak ölmüştür.

Hz. Ebû Hureyre’nin beyanına göre bir keresinde şair sahabelerinden Abdullah b. Revâha’nın: “Tan yeri ağarıp fecr-i sâdık yükseldiği sırada, (ne mutlu ki) Resûlullah Kur’an okuyarak aramızda bulunuyor. O bize dalaletten sonra hidayet nûrunu göstermiştir. Gönüllerimiz O’na, O’nun nübüvvet ve risâletine tereddütsüz inanmıştır. O emin Nebî her ne tebliğ etti ise muhakkak vâkidir. Müşriklere yataklarından kalkmak çok ağır gelirken O, yanını yataklardan uzaklaştırarak geceler. (Allah’ı zikreder)” meâlindeki şiiri dinleyen Efendimiz, teşvik ve takdir hisleriyle: “Şüphesiz ki kardeşiniz bâtıl söz söylemez.” buyurmuştur. O’nun bu ifadeleri, güzel ve faydalı şiirin, diğer güzel ve faydalı sözler gibi övgüyü hak ettiğini ve şairine Allah’ın rızasını kazandıracağını göstermektedir.

Resûl-i Ekrem aleyhisselâmın şairlerinden Hassan b. Sabit’in, Mescid-i Nebevî içinde şiir okumasına müsaade ettiği de bilinmekte ve Hz. Ömer’in hilafeti sırasında buna engel olunmak istenince Hassan’ın, Hz. Ebû Hureyre’yi şahit göstererek: “Allah aşkına söyle! Resûlullah sallalahu aleyhi ve sellem’in: ‘Ey Hassan! Allah Resûlünden yana Kureyş kâfirlerine cevap ver! İlahî! Hassan’ı Ruhu’l-Küds ile (Cebrail aleyhisselâmla) te’yid et!’ buyurduğunu işitmedin mi?” diye sorduğu ve Hz. Ebû Hureyre’nin de: “Evet, işittim!” dediği kesintisiz bir senetle rivâyet edilmektedir.

Bütün bunların yanında yüce Allah’ın bazı ayetlerde şairleri kınaması ve onları ancak sapkın ve azgın kimselerin takip ettiklerini bildirmesi karşısında büyük bir üzüntü yaşayan şair sahabelerden Hz. Abdullah b. Revâha, Ka’b b. Mâlik ve Hassan b. Sabit, Efendimizin huzuruna çıkmış ve: “Yâ Resûlallah! Allahu Tealâ bu ayeti (Şuara suresinin 224-27. ayetleri) gönderdi. Allah bilir ki biz şairiz!” diyerek durumlarının ne olacağını sormuşlardı. Bunun üzerine Efendimiz âyetin “İllâ” yani “ancak” diye başlayan alt tarafını da okumalarını söyleyerek kendilerinin Allah’ın zemmine uğrayan şairler sınıfından sayılmayacağını açıklamışlardır. Bu hadisten de açıkça anlaşılacağı gibi şiirin doğruluk, iyilik , cesaret, kahramanlık ve cömertlik gibi hayır ve faziletlere teşvik edenleri övülmekte; fuhuş, fesahat ve bâtıl şeyleri terennüm eden kısmı ise kötülenmektedir. Nitekim bu sonuncu kısma giren bozuk şiirleri kasıtla Efendimizin: “Sizden birinizin karnının içi şiirle dolmaktansa, irin dolması daha hayırlıdır!” buyurduğu bilinmektedir. Hz. Abdullah İbn-i Ömer (r.a.)’in rivâyet ettiği bu sahih hadis, şairlerin neleri, nasıl yapması gerektiğini göstermesi bakımından açık bir ihtar niteliğindedir.

Burada son olarak “Tecrid-i Sarih” mütercimlerinden merhum Kamil Miras’ın şu mütalaasını biraz sadeleştirerek nakletmek istiyoruz: “Maddi ve manevî hiçbir kıymet, şiir kadar insanın rûhunda efsunlu bir halde tesirli olamamıştır. Şiir, ihtiva ettiği nasihat, öğüt ve benzer misallere göre ahlâkı düzeltmeye hizmet ettiği gibi, şiir kadar insanın rûhunu, fazilet hislerini bozan hiçbir fesad vasıtası da yoktur. Şiir, iki yüzlü kılıç gibi iyiliğe dair olsa da, kötülüğü ihtiva etse de aynı şiddetle müessirdir. Bir ressamın fırçasından daha canlı ve güzel fazilet levhaları resmeden bir şairin kalemi, aynı zamanda bütün insanî faziletleri altüst edecek tablolar da çizebilir. İşte Resul-i Ekrem birinci nev’i şi’ri övmüş, ikincileri de şiddetle kötülemiştir.”  (Tecrid Tercemesi, c. 4, s. 128)

Bu makale toplam 443 defa okunmuştur
Makaleyi Paylaş :
Yazarın Diğer Yazıları
Yazarın Tüm Yazıları

YAZARLAR
HAVA DURUMU

NAMAZ VAKİTLERİ


EN ÇOK OKUNANLAR
FACEBOOK
ANKET
Yeni Arayüzümüzü Beğendiniz mi ?
Evet
Hayır
  
FOTO GALERİ
VİDEOLAR
Copyright © Doğruses - Konya haberleri   |
|
Sitemizdeki yazı , resim ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilemeden kullanılamaz.
Görsel Tasarım ve Yazılım : Genç Online Türkiye'nin En iyi 1 oyunlar1 sitesi