Bir tarafında Suriye, bir tarafında Hatay olan Reyhanlı’da dünyaya gelmişti. Akdeniz ikliminin hakim olduğu, bir çok medeniyetin ve  farklı kültürden insanların bir arada yaşamayı başardığı, fakat fazla imkanı bulunmayan şirin küçük bir yerdi burası.  Genelde Tarım üzerine çalışan insanlar geçimlerini; Buğday, pamuk, mısır, soğan gibi sebzelerden sağlıyordu. O hayallerinin peşinden giderek futbolcu olmaya karar vermişti. En fazla süre aldığı yer memleketinin takımı Hatayspor olmuştu. Orta alan oyuncusuydu süperligde süre alamadan futbol hayatı sona ermişti. O yıllarda belki de aklında olmayan teknik direktörlük kariyeri de yine Hatay’da başlamıştı. Hatayspor’a bir çok anlamda başarı kazandıran adam olarak adını çoktan spor tarihine yazdırmıştı. Süperlig kariyeri Göztepe’de başlasa da dokuları çok uyuşmamıştı. Arap gitsin de kim gelirse gelsin modumuzdayken kesişmişti yollarımız. Çok beklenti yoktu aslında kendisinden takım küme düşmesin yeterdi. Skor odaklı oyunu ile ligin tam da ortasında kendisine yer bulmuştu. Artık kendisinden yeni sezondan; Başarılı, daha ümitli daha güvenli ve daha kendinden emin bir takım bekleyerek, beklentiler artarak başlamıştı. Her geçen gün kendinden emin ve takım kişiliğini koyarak başarı ve başarısızlık beraberce kabul edecek bir ekip oluşturmuştu. Mütevazi, kendinden emin ve üzerine koyarak giden bir takım olarak Fenerbahçe karşısına çıkmışlardı…

İlhan Palut bu sene Konyaspor’a oynattığı oyunu anlatacak olursak; Rakibini boğan, tabiri caiz ise nefes aldırmayan bir oyun anlayışına sahipler, üstelik kanat beklerinin hücum varyasyonları, duran toplar ayrı bir önem kazanıyor. Fenerbahçe karşılaşmasının ilk 10 dakikalık diliminde skor avantajını da yakaladıklarından bu baskıyı 25’e kadar pek hissetmedik. Düşük vitesle rölantide bir oyunla devam ettiler. Dakika 25’ten sonra bir iki vites yükseltince Fenerbahçe’nin çaresiz kaldığı pozisyonlar oldu. Aslında bu vites yükseltmesi rakibin paniklemesine neden oluyordu. Ne zaman yüklenmeye çalışsalar kalelerinde daha tehlikeli durumlara düştüklerinden onlarda oyuna çok ortak olamadılar. Konyaspor farkı 3-4 yapacak çok pozisyon bulmalarına rağmen fırsatları cömertçe harcadı. İkinci yarı Konyaspor rölanti oyunu sürdürürken hiç gerek yokken Soner’in yaptığı faul sonrası yenilen gol takımı son bölümde zora soksa da oyun ve skoru koruyan Konyaspor hak ettiği 3 puanı hanesine yazdırdı. Maça gelen 20 binden fazla futbol severe desteklerinden dolayı teşekkür ederken, verilen 9 dakikalık uzatmaya rağmen rakibi ateşleyecek tezahüratlara girmeye gerek olmadığını düşünüyorum.

Konyaspor yakaladığı başarı ile hatırı sayılır puanlar aldı. Fakat Avrupa şarkıları söylemek için henüz çok erken mütevazı bir kadromuz var ancak başarıya aç oyuncularla dolu ve oyuncular maksimumunu vermek için ellerinden gelenin en iyisini yapıyorlar. Hedefe giderken önemli olan her şeyin bu takımda olduğunu düşünüyorum devre arasında bir iki takviye ile çok daha etkili bir Konyaspor izleyecek gibiyiz. Fenerbahçe takımı kendi içinde sorunlar yaşayan bir takım, o yüzden bu galibiyeti çok büyütmeden Göztepe maçına hazırlanmak gerekiyor.  İnandıklarında neler başarabileceklerini bizlere 11 haftada gösterdiler. Yeniden Konyaspor geliyor bak şarkısını dilimize dolamayı başardılar.Taraftara düşen artık bu takıma daha fazla inanıp her skorda ve her oyunda onlara destek olmak. Daha kazanılacak çok zafer var, Sen ancak kendine inandığın kadarsın…

Maçın sözü; Engel ne kadar büyükse, onu aşmanın zaferi de o kadar büyük olur.