Başlığı, ‘’Ak Parti eğitimde neden başarısız’’ diye atmadığımız için hayret edenler olduğunu tahmin ediyoruz tabiki. Çünkü eğitimle ilgisi olsun olmasın ‘’savunma, yollar, köprüler, hızlı trenler, sağlık tamam ama eğitimde başarısız’’ diyenlerin çoğunlukta olduğu sır değil. Başarı konusunda bir ölçü tutmadığımız için başarısızlığı izah ederken de doğal olarak zorlanıyoruz. Neden, nerede, nasıl ve niçin başarısız sorularının cevabı yok çoğunluğun zihin dünyasında. Eğitim, kendi çocuğumuzun okul başarısıyla sınırlı olduğu için sebep, sonuç ,program, ilmi bağlantı ve yaklaşımlar bizi çok fazla ilgilendirmiyor.
Çoğunluktan yana olduğumuzu varsayarak Ak Partinin eğitimde başarısız olduğunu kabul edelim. Peki, birisi çıkıp: ‘’ 2002 den önce fen bilimleri dalında, sosyal bilimlerde , psikoloji de , edebiyat ve sanatta, matematik ve ilahiyatta dünya çapında değerlerle sayısız mucit yetiştiriyordunuz da Ak Parti bunların hepsini sıfırladı mı?’’ diye sorsa, sahiden cevabınız ne olurdu?
2002’den biraz daha ötede ne vardı?
ABD’nin misyoner kuruluşu BOARD’ın(kuruluşu 1810) üyesi Cyrus Hamlin’in, 1840 yılında İstanbul /Bebek ‘te Hristiyan Okulunu açtıktan 63 yıl sonra( 1903) sayıları 237’yi bulan misyoner okulları vardı da bunlara Ak Parti izin vermişti(!) öyle ya. 1914 de İngiltere, Fransa, Rusya ve İtalya tarafından açılan yabancı okulları kapatılmasına rağmen ABD okullarına neden dokunulmadığının cevabı olmadığı içindir ki, James Barton ‘’Türkiye’deki modern eğitim kurumları, bu ülkenin insanının, yaşam, düşünce, adet ve alışkanlıklarını biçimlendirmede önemli bir güçtür. Misyoner okullarının eski öğrencileri, şimdinin varlıklı tüccar ve iş adamlarıdır’’ diye gururlanırken(!) de Ak Parti iktidardaydı değil mi?
1924 Anayasasıyla getirilen ilköğretim zorunluluğundan doğan eğitim programı, ABD’li John Dewey’in zihin konforuydu.1939 da Hasan Ali Yücel’in CHP altı okuyla birleşti ve genelgeye dönüşünce yaşanan toplumsal travmayı da Ak Parti yaşatmıştı zahir(!)
Daha ne vardı?
1930-1937 yılları arasında ortaöğretimde yapılan ders programlarında Osmanlı döneminden kalan her eğitsel şuleyi kendi karanlığına gömerek verdikleri her raporla toplumun kültürel kodlarını değiştirmeyi amaç edinmiş ABD’li eğitim uzmanlarını ülkeye davet eden Ak Parti iktidarı vardı elbette(!) Verdikleri raporların birbirinden hemen hemen hiçbir farkı olmamasına rağmen öğretmen olanlara yerli öğretmenin dört katı, uzman olarak rapor hazırlayanlara bir yerli öğretmenin 4-5 yıllık maaşını bir aylık maaşı olarak dağıtılırken de bu Ak Parti vardı iktidarda(!)
Tamam ironiyi bırakalım ama:
1947 yılına kadar Fulbright anlaşmasının zeminini hazırlayıp eğitimi ve ülkenin kaderini ABD’ye teslim edenlerin Ak Parti eğitimde başarısız demagojisi yapmaya hakkı olmadığını söylemek hakkımız vardır. Çünkü benliğinden koparılmış bir toplumu tekrar kendisine iade etmek (kemikleşmiş alışkanlıklar yüzünden) zaman alabilir hatta geri dönüşü mümkün olmayabilir. Türk toplumu şu anda kendi kültür birikimi dışına savrulmuş bir hayat yaşıyorsa (ki bu yaşantıyı da Ak Parti’ye yükleyenler olduğu için söylüyorum)bunu Ak Parti’ye yüklemenin insafla bağdaşır olduğunu değerlendirmiyoruz demek için girdik bu konuya. 200 yıllık ABD devşirmelerinin yaptığı eğitsel hataları 20 senede nasıl düzeltileceğini, ister bilim ister ahlak adına birileri bize izah etmeli değil midir?
Eğitimi bahane ederek misyonerliği meslek haline getirmiş Fulbright bursu devşirmelerin karşı mahallede salyangoz satması da bizi pek şaşırtmıyor aslında. Bazılarının babacan görünmesine aşinalığımız da vardır. İnşallah bundan sonraki yazıda Fulbright anlaşmasına gireceğiz. Selamlar.
Sitemizdeki yazı , resim ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilemeden kullanılamaz.
Görsel Tasarım ve Yazılım :
Genç Online Türkiye'nin En iyi 1
oyunlar1 sitesi