31 Aralık 2021 tarihli köşe yazıma: MUHASEBE ZAMANI başlığıyla başlamıştım. Şöyle demiştim:

 "Hesaba çekilmeden önce kendinizi hesaba çekin”, "Ölmeden önce ölün”, "Bu gün Allah için ne yaptın?”…..bu güzel ifadeler, insanlara şahsiyet veriyor. Zaman değirmeni insanları öğütüyor.

Sevgili peygamberimiz:

-"İnsan iki hususta aldanıyor: Sağlık ve boş vakit.” Buyurur. Şöyle der bir başka ifadede;

"Beş şey gelmeden önce beş şeyin kıymetini bilin;

1. Ölüm gelmeden hayatın,
2. Meşguliyet gelmeden boş vaktin,
3. İhtiyarlık gelmeden gençliğin,
4. Hastalık gelmeden sağlığın,
5. Fakirlik gelmeden zenginliğin…

Hz. Ömer:

-"Bu gün Allah için ne yaptın?” diye her gün kendisine sorarmış. Gerçekten her gün akşam evimize gittiğimiz vakit; "bugün Allah için ne yaptım?” diye kendimizi sorgulamamız, günlük muhasebe yapmamız gerekir. Muhasebeden, kendimizi sorgulamadan, yaşantımızın çetelesini çıkarmadan yatağa yatmamamız, yarına başlamamamız önemlidir.

Bu bakımdan her yeni yıl, bendenizde bu fikirler çağrışım yapar. Denir ki;

-"Dünya üç günlük; Dün- Bugün- Yarın. Dün geçti, yarın gelmedi, önümüzde bugün var. Bugünümüzü değerlendirirsek, dünümüzden pişman olmayız. Her yarın bugün olacak, her bugün de düne dönecektir. Dünü "keşke”lerle anmamak, nedamet içinde kalmamak için bugüne iyi bakmalı, bugünü güzelliklerle doldurmalıyız.

Bu, bir yılbaşı arifesinde yazılmıştı. Her yılbaşı bir fırsat ise Üç aylar da bir fırsattır. Aslında; her saatimiz, her günümüz, her haftamız, her ayımız ve her yılımız birer fırsattır. Anı değerlendirmek, fırsatların içini doldurmak, hayatımızı Hak yolda dolu dolu geçirmek her Müslümanın, her aklıselimin görevidir.

“ÜÇ AYLAR” adını verdiğimiz; arınmaya, nefis muhasebesi yapmaya, temiz bir sayfa açmaya, hayatta adam kazanmaya, iyi insan olmaya, dost çoğaltmaya yol açan mübarek günlerin arifesindeyiz. Her zaman; yazılarımda, konferanslarımda, söyleşilerimde… şunları dile getiririm; “Dünya üç günlük, Dün, Bugün, Yarın; Dün geçti, yarın daha gelmedi. Asıl olan bugünü değerlendirmek. Her yarın bugün olur, her bugün düne döner. Kaçan zaman ele geçmez. “Keşke” dememek, pişman olmamak, arkamızdan: “hakkımı helal etmiyorum, kötü insandı, kabri cehennem olsun, biz gelinceye kadar ayakta bizi beklesin, azaptan kurtulmasın…” dememek için Kur’an yolunda, Allah’ın emirleri istikametinde hareket etmek zorundayız.

Ansızın Gelir!

Ya gece ya gündüz zaman fark etmez,

Kendini yormaz hiç ansızın gelir,

Ensemizde solur canı terk etmez,

Ölüm adres sormaz ansızın gelir!

İstediğin kadar hayal kursan da,

İlimden irfandan yana dursan da,

Kapkaranlık dehlizlere girsen de,

Hükme akıl ermez ansızın gelir!

Âhireti düşün dünyaya dalma,

Gerçekleri gör de rüyaya dalma,

Hakikati öğren hülyaya dalma,

O, izinle girmez ansızın gelir!

Yalan sözleriyle tafra satana,

Helal lokmasına haram katana,

Ahlaksız edepsiz kalkıp yatana,

Asla vakit vermez ansızın gelir!

Düşünmez misin?

Beynini yorarak terletip öyle,

Arifçe bilmeyi düşünmez misin?

Tefekküre dalıp zikredip söyle,

Kur’an’la olmayı düşünmez misin?

Dün geri gelmiyor yarın karanlık,

Sabun köpüğü sevdalar bir anlık,

Şeytanın tuzağı kara viranlık,

Rahmanla kalmayı düşünmez misin?

Ey nefsini ilah edinen gafil,

Batıl çukurunda didinen gafil,

Malayanilere dadanan gafil,

Sevapla gülmeyi düşünmez misin?

Günler geçmiyor ki ah almayasın,

Günah dağdağasında kalmayasın,

Beddualar içinde gelmeyesin,

Hak dostu bulmayı düşünmez misin?

Bu sırat köprüsü kıldan incedir,

Umudumuz cennet sorma nicedir,

Varılacak makam inan yücedir,

Beratı almayı düşünmez misin?

“İlla” miracının kahraman eri,

Batıllara kanmaz Hakkın neferi

Hicretle başlıyor İslam seferi,

Günahı silmeyi düşünmez misin?