Akıllı olduğu için dünya yönetimini Rabbimiz insana vermiştir. İbadetler, ticari ilişkiler ve sosyal münasebetlerde akıl şarttır. Aklı olmayanlar sorumlu değildir. Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim, sık sık; düşünceye, akıl erdirmeye, tefekküre yer verir. Aklını kullanmayanı; “belhum adal” olarak eleştirir.

Ayrıca akıllı olup da aklını yerli yerinde kullanmayan, okumayan, okuduğunu anlamayan, hayatına uygulamayan, tefekkür etmeyenlere; “Tevrat yüklü eşekler” tabirini kullanır.

Kur’an-ı Kerimde; “Ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın”, “Niçin yapmadığınızı söylersiniz?” der.

Sevgili peygamberimiz de; “tedbir gibi akıllılık yoktur”, “Din akla hitap eder, aklı olmayanın dini yoktur”… diyerek aklımızı kullanmamızı, tedbirli olmamızı emreder.

Koronavirüs sebebiyle çektiğimiz sıkıntıları biliyorsunuz. Hep birlikte bu badirelere girdik. Günlerce, aylarca evlerimizde hapis hayatı yaşadık. Dostlarımızı, yakınlarımızı, komşularımızın muhabbetlerini özledik. Tabir yerindeyse bu sıkıntılı günlerin bitmesini iple çektik. Yetkililer adeta yalvarıyorlar; “ne olur maske, mesafe ve hijyene uyun” diye. Neymiş düğün, neymiş toplu yemek, neymiş kültür programları, neymiş insanlarla birlikte çay içmek, pikniğe gitmek, mangal yapmak…

Başka zaman, dostlarını arayıp sormayanlar bu sıkıntılı zamanda görüşmeyi yeğliyor. Sanki normal zamanlar çuvala girdi! Bayramdaki bir araya gelişler, bayramlaşmalar, kucaklaşmalar, kurban kesme merasimleri…bu tür aymazlıkları saya saya bitiremeyiz.

Evet gelelim şimdi asıl meseleye; hani sık sık; “Müslümanız, inandık” diyoruz ya. Her sohbetimizde; “kul hakkından, başkalarına saygıdan, kimseyi rahatsız etmemekten, sarımsak soğan yediğimizde camiye gitmemekten…”dem vururuz ya. Pekiyi işte size bir uygulama alanı; “maske takın, mesafeyi koruyun, kalabalıklardan uzak kalın…” deniyor. Bunların önemli bir kul hakkı olduğunu bilmeyecek kadar aptal mısınız? Bu kadar insanı hastalandırmaya, bu kadar canın heba olmasına nasıl yüreğiniz dayanıyor? İlla ki hepinizin başına asker ve polis mi dikilecek? İlla ki embellemekle mi hareket edeceksiniz?

Tefekkür

İnsanla hayvanı ayıran mahal,

Esfelden Miraca çıkar tefekkür,

Faydasız ilimler hastalıklı hal,

Batılı Hak sözle yıkar tefekkür!

Mütefekkir insan yücelir gider,

Düşüncesiz olan cücelir gider,

Fikirsiz fikre gücenir gider,

İnsanlık çivisi çakar tefekkür!

Tüm karanlıkları nura gark eder,

Cehil kapısını ilme berk eder,

İmanın tadını böyle fark eder,

Aydınlık ateşi yakar tefekkür!

Ne Hale Geldik?   

Ruh ahvali değişti,  sanki bilmece,

Güneşleri kaybolmuş, bitmeyen gece,

Tutacak el kalmamış, hepsi düzmece,

Güneşleri kaybolmuş, bitmeyen gece!

Tüm kalpler kapkaranlık, ruhsuz nedense,

Gönüller darmadağın, beyinde pense,

Fikirlere kelepçe, hiç değmedense, 

Düşünce aydınlatsın, nur olsun gece!

Sözler kurşun atıyor, canı yaralar,

Dil şirazeden çıkmış, dostu paralar,

Birbirine karışmış, aklar karalar,

Ne zaman sabah olur, açılır gece?