Bugün; 20 Nisan 2024, Cumartesi
TYB’de Osmanlı dönemi Konya’sı konuşuldu
Tarih : 2014.12.08  07:47:28
TYB Konya Şubesi’nin düzenlediği programda Prof. Dr. Ahmet Çaycı, “Osmanlı dönemi seyyahlarının Konya hatıraları”nı anlattı. Çaycı, Konya’nın üst düzeydeki övgülere mazhar olduğunu söyledi.
Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesi’nin 2014 Kültürel Etkinlikleri’nde bu hafta Prof. Dr. Ahmet Çaycı, “Osmanlı dönemi seyyahlarının Konya hatıraları”nı anlattı. TYB Konya Şube Başkanı M. Ali Köseoğlu’nun yanı sıra Necmettin Erbakan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bilal Kuşpınar, Prof. Dr. Saim Sakaoğlu, Prof. Dr. Haşim Karpuz, akademisyenler, yazarlar ve öğrenciler programa yoğun ilgi gösterdiler. Prof. Dr. Ahmet Çaycı, konuşmasında Bedrü’d-din İbn Raziyyi’d-din el-Gazzi, Kudbüddin Mekki, Abdurrahman Gubârî, Mehmed İbn Ömerü’l-Aşık, Abdurrahman Hibrî, Abdülkadir Çelebi(Kadri), Katip Çelebi, Evliya Çelebi, Amcazade Ali b. Şaban, Nâbî, Bahrî, eş-Şeyh el-Hac İbrahim, Mehmed Edîb, Cûdî, Seyyid İbrahim Hanîf b. Mustafa el-İstanbulî, Hüseyin İbn Ali, es-Seyyid Mustafa Niyazi, Hüseyin Tevfik, Mustafa Niyazi Efendi Adanavî, Mustafa Sanâ‘î, Mustafa el-Bosnavî gibi isimlerden oluşan Osmanlı seyyahlarının Konya hakkındaki izlenimlerini anlattı.

OSMANLI DÖNEMİ KONYASI NASILDI?
Prof. Dr. Çaycı, Osmanlı devletinin haberleşme, ticaret, askeri sefer, hac seferi, devlet görevlilerinin görev yerlerine salimen ulaşmaları amacıyla belli güzergâhlar üzerinde menziller ve konaklama yerleri tesis ettiklerini belirterek, “Osmanlı döneminin Konya’sına baktığımız zaman, İstanbul’dan başlayarak Anadolu ve kutsal topraklara doğru devam eden ve Osmanlılar zamanında sağ kol güzergâhı olarak adlandırılan hat üzerinde yer almıştır.  Konya şehri üst düzeydeki övgülere mazhar olmuştur. Ovasından ağaçlık mekânlarına, çarşılardan geniş meskenlere, türbelerden mescidlere kadar Konya’nın fiziki yapısına vurgular yapılmıştır. Sularının bolluğuna bağlı olarak yeşilliklerin yoğun olduğu anlaşılmakla birlikte meyvelerinin zenginliği ve özellikle Kamerüddin olarak adlandırılan kayısısı zikredilmektedir. Kale yapısı şehirde ilk dikkati çeken yerlerden biridir. Bazı seyyahlar, surlar üzerindeki heykellerin ihtişamından etkilenerek sanki canlıymış hissine kapılmıştır. Surlarla bütünleşen bir diğer detay, su haznesinin surlara yakın bir noktadan lülelerle şehrin muhtelif yerlerine dağıtıldığı ifade edilmektedir” dedi.  

SEYYAHLAR MEVLANA’DAN SIK SIK BAHSETMİŞLER
Çaycı Osmanlı dönemi eserlerinde Konya ile ilgili yapılar topluluğunun oldukça geniş bir liste oluşturduğunu belirterek şunları kaydetti: Kılıçarslan Sarayı, Anadolu Selçuklularının payitahtlık simgesi olarak, hala ayakta olduğu anlaşılmaktadır. Dini mimarinin Konya’daki en eski yapısı olarak Alâeddin Camii gösterilmektedir. Bazı seyyahlar bu yapının kiliseden camiye çevrilmiş olabileceği kanaatinde bulunmuştur. Seyyahların büyük bölümü tarafından Süleymaniye Camii olarak ifade edilen yapının bazen de Sultan Selim Külliyesi olarak ifade edildiği görülmektedir.  Adı geçen yapı külliye tarzında tertip edildiği için; kimi seyyah külliyenin tüm müştemilatından bahsederken, bazıları sadece han, medrese, tabakhane, tekke veya su tesisinden zikretmektedir. MevlânâTürbesi, Sultan Süleyman(Selim) külliyesine olan yakınlığı sebebiyle zaman zaman bu yapılar topluluğunun bir parçası olarak verildiği görülmektedir. Mevlânâ Celâleddin Rumî’nin ismi sadece türbe boyutuyla zikredilmeyip; alim, mutasavuf, düşünür boyutlarıyla birlikte ifade edilmiştir. Mevlânâ ile birlikte Şemsi Tebrizî’nin ilmi yönünden bahsedilmekle birlikte, Şemsi Tebrizî dergâhında yapılan Mevlevi ayinlerinden izlenimler aktarılmaktadır. 

BAŞKA ARAŞTIRMALARA IŞIK TUTACAK
Çaycı, bahsettiği eserler sayesinde başta Sanat Tarihi olmak üzere Mimarlık Tarihi ve kent çalışmalarına ışık tutacak mahiyette bilgi edinme imkânı bulunduğunu belirtti ve “Belki burada vermeye çalıştığımız eserler, kendi tarihimizin birer parçası iken bunların tozlu raflar arasında kalması demek, bir anlamda bunlardan habersiz kalma demektir. Dolayısıyla bundan sonra gerçekleştirilecek başka araştırmalarla kendi seyyahlarımız izlenimleriyle, kendi kültür tarihimize ışık tutmuş olacağız” diyerek sözlerini tamamladı.

Çaycı’nın konuşmasının ardından kürsüye gelen TYB Konya Şube Başkanı M. Ali Köseoğlu, 2014 Külterel Etkinlikleri’nin bu programla sona erdiğini belirtti. Yıl içinde 30 planlı programa imza atıldığını kaydeden Köseoğlu, “Konya’nın yeniden ilim ve irfan şehri olması için gayret ediyoruz. Bu emeğe katkı sunan herkese teşekkür ediyorum” dedi. Daha sonra Prof. Dr. Ahmet çaycı’ya ‘Katılım Belgesi’ni Necmettin Erbakan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bilal Kuşpınar, Prof. Dr. Saim Sakaoğlu, Prof. Dr. Haşim Karpuz ve M. Ali Köseoğlu birlikte verdiler. Kuşpınar ve Sakaoğlu da TYB Konya Şubesi’ne teşekkür ettiler.

Bu haber toplam 821 defa okunmuştur
Haberi Paylaş :
KÜLTÜR-SANAT

YAZARLAR
HAVA DURUMU

NAMAZ VAKİTLERİ


EN ÇOK OKUNANLAR
FACEBOOK
ANKET
Yeni Arayüzümüzü Beğendiniz mi ?
Evet
Hayır
  
FOTO GALERİ
VİDEOLAR
Copyright © Doğruses - Konya haberleri   |
|
Sitemizdeki yazı , resim ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilemeden kullanılamaz.
Görsel Tasarım ve Yazılım : Genç Online Türkiye'nin En iyi 1 oyunlar1 sitesi